Bir masumiyet size “baba” diye sesleniyorsa, koşa koşa, kopa kopa gelip rüzgarın içinden boynunuza sarılıyorsa, bir telefonun ucunda gün içinde yaşadığı herşeyi o doyumsuz tariflerle paylaşıyorsa, herhangi bir nedenle uzakta kaldığınızda “çabuk gel baba” diyorsa, garajaısrarla “gajar”, çikolataya “kuçolata” demekten asla vazgeçmiyorsa, “Trabzon” dendiğinde “bordo-mavi şampiyon”, Fenerbahçe dendiğinde “Ayıp öyle söylememelisin”i duyuyorsanız, yalnız gecelerde kokusuna duyulan özlemi kimseler duymasın kaygılı gözyaşlarıyla yaşıyorsanız; işiniz zordur, hem de çok zor.
Bir Cevap Yazın