Bu ülkenin tatlı su aydınlarını ve entelektüellerini “tavlamanın” en kolay yolu, emek-devrim-yenilik gibi sihirli kelimeleri kullanmaktır. “Adam”lığı konusunda sayfalar dolusu yazılar yazdığım Kocaman bir adamın, ikbal gemisinin yelkenlerini doldurmak için hangi sahte rüzgarları estirip, hangi küçük hesaplara dahlolabildiğini gördükten sonra insanlığınızdan utanmamanız olanaksız. Hangi tarafının erozyonundan bahsetmem gerek bilmiyorum, ama misal 1 Mayıs Emek ve İşçi Bayramını içinde emek geçen cümlelerle kutlarken, emeğin ve özverinin sembolü bir takımı camiası , başbakanı, hakemleri ve fenerasyonu ile el ele vererek nasıl katlettiğini her tatlı su kurnazı gibi es geçiyor.
Bu türden karakter değişimi geçiren kişiliklere karşı “adam” olanları yapabileceği tek şey, mide bulantısına karşı tedbir almaktır. Emekmiş, adamlıkmış, hadi ordan Aykut Küçümen!!
Merkez Hakem Kurulu
Merkez Hakem Kurulu’na önerim, isim değişikliğine giderek kendi gerçekliklerini toplumla paylaşmalarıdır. Bir ülkenin Başbakan’ı açık açık tarafı olduğu takım lehine açıklamalar yaparken, tutup da olmayacak bir beklentiye girip, hakemlerin adil olmasını beklemeyecek kadar içindeyiz bu ülkenin. Türk hakemliği ligin geride kalan maçlarındaki güce tapıcılıklarını bir yana bırakırsak, sadece 3 Fenerbahçe maçında “gereğini” yaparak, güce taptığını bir kez daha belgelemiştir. Bu Trabzonsporluların bilmediği bir şey değildir, onlar için sürpriz olan bir Başbakan’ın alenen şampiyonu belirlemesidir. Kimse kendini kandırmasın, bu ülkenin Başbakanı bir takımı işaret ettiğinde, ona karşı çıkacak hakem kimliğine maalesef sahip değiliz.
Trabzon Yerel Basını İle İstanbul Yerel Basını Arasında Fark Var Mıdır?
Zerre fark yoktur. Her ikisi de kendi çıkarları doğrultusunda pozisyon alırlar, İstanbul’un farkı kendini Ulusal Basın olarak yutturabilmesi ve daha geniş kitleleri kendi ağına çekebilmesidir.
Yoksa her iki basınımız da, kurum ve şahsi çıkarlar neyi gerektiriyorsa onu yaparlar. Misal, Hürriyet veya Fotomaç’ın idarecileri büyük ihalelerden patronlarına daha büyük pay koparabilmek için Başbakan’a her türden yalakalanmayı yaparken, Trabzon’daki yayın organlarının ağırlıklı kesimi de misal, Spordan Sorumlu bakanımıza yalakalanmaktadır. Bu cümlelerimin, bir iki yazımı kullanan çok meşhur bir haber sitesinin Faruk Özak’a yönelik eleştirilerimden sonra yazılarımı kullanmamasıyla bir ilgisi yoktur!! Bu durumun Sedat Tunalı’nın aslan yeğeni Yiğit’in liligası kadar değeri de yoktur elbette, ama Trabzon basını da o masum halkı kandırmasın, yemezler…
Bir Cevap Yazın