“SANA GİTME DEMEYECEĞİM…AMA GİTME LAVİNİA”
(Bir Selçuk İnan ve Egemen Korkmaz yazısı)
Hayat hepimize sunulmuş tanrısal bir armağan.
Tarifsiz bir coşku ve çığlık senfonisiyle selamlayıp dünyayı, bize “sebep” olanların ve onları sevenlerin yüzlerinde tebessüm çiçekleri, sevinç kahkahaları ve vakur bir gurur oluruz.
Büyürüz sonra… En başta annemiz ve babamız olmak üzere, hamurumuzu yoğurup bize emek ve sevgi katanlar bizi hayata hazırlar, iyi insan olmanın, merhametin ve adaletin tohumlarını ekerler içimize, etrafımızdaki kötülük çiçeklerini bize hissettirmeden ayıklarlar bir yandan… Hepimiz biliriz ki, iyi insan olmanın ilk şartı adil ve merhametli olmaktır.
Elleri öpülesi öğretmenlerimize teslim edilme vakti geldiğinde, bir bayram yeri havası veren ilk sınıfımızda toplaşırız, yeni arkadaşlar, karakterler, hayata dair yeni gerçeklikler ve belki ilk tohumları aşkın sevmek nedir bilmeden, belli belirsiz…
Delikanlıyız artık! Sevgilimiz için de kavga etmeye hazırız, sevdiğimiz her şey için de…
Ailemizin ve sevenlerimizin içimize ektiği adalet, merhamet ve cesaret çiçekleri de bizimle birlikte büyümüştür. Hayat önümüzden akıp giderken ve biz her yaşadığımız günün sonunda bu gerçeği biraz daha fark ederken “bu hayatta ben de varım, ben de bu filmde oynadım” güdüsü kaptan köşkümüzün ya da ne bileyim şoför mahallimizin en belirgin temasına dönüşür.
Kimimiz öğretmen oluruz, kimimiz eczacı; kimimiz bir devlet kapısında işlenir, kimimiz sanata yöneliriz; kimimiz de doğuştan gelen tanrısal yeteneklerine göre şekillendirir geleceğini. Futbolcu oluruz mesela.
Selçuk İnan oluruz, Egemen Korkmaz oluruz
Trabzonspor gibi emeğin, haysiyetin ve sadece hak ederek kazandığında mutlu olanların takımında buluşup, ülkenin tüm kaynaklarına hakim olanların iktidarına karşı omuz omuza savaşmaya başlarız. Emeği, özveriyi ve alın terini temsil ettiğimizi bir an olsun unutmadan her türden ahlakdışı saldırıyı birlikte omuzlarız.
Karaağaçların bol olduğu İskenderun’un Karaağaç’ından çıkıp Karadeniz’e ulaşan bir ahlak ve başarı öyküsü oluruz Selçuk İnan’la
Ve Balıkesir’den Trabzon’a uzanan emek ve özveri savaşçısı oluruz, Egemen Korkmaz’la
Üç yıl boyunca bizler için her şeyden kıymetli olan o bordo-mavi formayı taşıdınız, onurla.
Elbet size kızdığımız haksız yere eleştirdiğimiz oldu, ama siz de biliyorsunuz her şeyin daha iyi olabilmesi içindi bunlar da…
Bu üç yıl içinde, Trabzonsporun İstanbul dükalığına karşı nasıl mücadele verdiğini, hangi tür haksızlıklara ve alçakça saldırılara uğradığını en iyi siz gördünüz, yaşadınız. Saha içinde verdiğiniz onurlu mücadelenin ödülünün nasıl elinizden çalındığını, adalet dağıtmakla görevli olanları gücün karşısında nasıl boyun eğerek sizlerin elini kolunu bağladığını da acınızı içinize atarak yaşadınız, biliyoruz.
Sanılmasınki bu şehir ve onun sevdalıları İstanbul düşmanıdır! Asla!
Bu şehir ve onun sevdalıları haksızlığa, gücün iktidarına ve haysiyetsizliğe düşmandır.
Bu satırları iyi okuyun lütfen.
Balkan Savaşı sırasında işgal tehlikesi yaşayan İstanbul’un imdadına bu şehrin “uşakları” yetişmiştir. Yıl 1912’dir, ülke yorgun, ülke bitik…İstanbul’un kapısındaki tehlike üzerine Trabzon meydanında kendiliğinden oluşan bir grup Trabzonlu İstanbul’u kurtarmak için harekete geçer. Zamanın genel kurmayına baş vurarak silah isterler ve tam 501 Trabzon evladı İstanbul’un yarımına koşar ve sadece 2 si hayatta kalabilir, 499 şehit verilir İstanbul uğruna. Trabzon Gönüllü alayıdır anlattığımız, yani memlekete olan sevdamız, yani ülke için beklentisiz ölüme koşma irademiz… Bu şehrin çocukları hiç İstanbul^’a düşman olabilir mi kardeşlerim…
Bu futbol sezonunda en büyük mücadeleyi siz veridniz, karanlık ellerin müdahaleleriyle ortaya çıkan tablodan en çok acı çekenlerden ikisi de sizsiniz, biliyoruz.
Bu şehrin varoluş gerekçesi haksızlığa isyan ve gücün iktidarına baş kaldırıdır. Haksızlık ırmağı nereden dıoğar, gücün iktidarı nerededir sizden iyi kim bilebilir..
Yine de hayat bir armağan, özel hayatlarınız planlarınız olacaktır elbet
İşte bu yüzden size gitme diyemeyiz.
Ama bu şehri ve kendinizi terk etmeyin..
GİTMEYİN!
Bir Cevap Yazın