Çok yanlış yerlere çekilip, cemaat, zümre ya da parti çıkarları için kullanılabileceğine tanık olduğumuz için bir uyarı ile başlayalım;
Bu yazı bu ülkenin Başbakanının şahsını hedef alan bir yazı değildir; bilakis bu satırların sahibi Başbakanın bir çok özelliğinin diğer lider ya da lider adaylarından çok daha ileride olduğuna inanır. Lakin konumuz bu değil.
Bu yazı bu ülkenin Başbakanının 28 yıldır şampiyonluk özlemiyle kavrulan milyonlarca Trabzonsporlunun anasının ak sütü gibi hak ettiği şampiyonluğunun elinden “çalınmasında” dolaylı ya da direkt olarak etki etmesine duyulan bir tepki yazısıdır.
Bu yazı şu ya da bu parti, Trabzonsporun çalınan şampiyonluğu sonrası ortaya çıkan durumdan “siyasi rant” çıkarsın diye de yazılmadı, kim ki Trabzonspor aidiyeti ve sevgisi üzerinden rant yaratmaya çalışır, dünyanın laneti üzerine olsun! Tıpkı malum takım üzerinden yaratanlar gibi!
Yaşanan büyük haksızlıklar zincirini ve bu zincirin son halkasının adı her türlü şaibeye karışmış bir takımın boynuna şampiyonluk halkası olarak takılmasını vicdan sahibi hiç kimse kabul edememiş, “halkalı takım”ın çalıntı ürünü şampiyonluğuna kendilerinden başka kimse saygı göstermemiş, ülkenin pek çok köşesinde tarihte eşi görülmemiş şekilde kutlamalar tepki toplamış ve şiddet olayları yaşanmıştır. Bunun anlamı şudur; herkes her şeyin farkındadır!
İktidar partisinin kurmayları, Trabzon ve diğer şehirlerdeki göstericiler arasında hiç de azımsanmayacak ölçüde başörtülü – türbanlı kardeşimizin olduğunu görerek, Trabzonspor algısının ne tür bir “değer” taşıdığını da yeniden değerlendirerek muhtemel bir seçim yenilgisinin nedenleri hakkında fikir sahibi olabilirler.
Trabzonspor üzerinden siyaset yapanlar ve bu uğurda Trabzonspor’u bile “harcamayı” göze alanlar bu şehre bunun hesabını vermek zorundadır.
Dinle Trabzon; Bugün şehrinize gelen lider bu ülkenin Başbakanıdır. Bu anlamıyla asgari bir saygıyı hak ettiğini , geçmişte ve gelecekte Trabzon yararına pek çok yatırıma imza attığını ve atacağını da rahatça söyleyebiliriz.
Ama işte, adı şaibelerle anılan, en çirkef oyuncusunun şaibeli ilişkileri daha iki gün önce açığa çıkan, neredeyse her maçında lehte hakem hatalarıyla! Maçı kazanması sağlanan , rakibin en etkili oyuncusunun kendilerine karşı oynatılmamasını “sağlayan” ve bunun karşılığında “her şey dahil 9 milyon”a transfer ederek utanmazlığın kitabına yeni baskı yapan, cumhuriyet içinde cumhuriyet olduğu komedisine sıkı sıkıya bağlanan, oyuncularının kırmızı ve sarı kart görmelerine yasak getirilen, istediği kadar penaltı kazanan, başkanlarının bir telefonuyla gazetecileri işinden edebilen takımın, evet o malum takımın “ 1 numaralı koruyucusu Trabzon’a geliyor!!
Evet futbol sadece futbol değildir, biliyoruz. Bunu bir Trabzonsporluya hatırlatmak zaten yeteri kadar komik, özürle, ama şuraya geleceğim;
Trabzon’da Trabzonspor’a “karşı” her duruşun, tavrın eylemin hesabı sorulur. Önemli olan bu tepkiyi demokratik sınırlar içinde verebilme iradesini hakim kılmak ve bu talihsiz ve sahipsiz kente tek vücut olarak sahip çıkabilmektir.
Bu şampiyonluk mücadelesinden çok daha fazlasıdır, bu bir şehrin onuruna sahip çıkma mücadelesidir.
Kötülüğün çeşmesine su taşıyanları gör Trabzon;
Siyasetçi kimliğiyle Trabzonspor’u harcayanları gör Trabzon Taraftar kisvesiyle şehri satan beslemeleri gör Trabzon
Fırsattan istifade siyasi çıkar peşindekileri gör Trabzon
Yereli ulusalı medyanın nasıl üç maymuna dönüştüğünü gör Trabzon
Yalnızlığını gör Trabzon Ve bu karanlık tablonun sonundaki ışığı…
Çare sende Trabzon. Daha önce yüzlerce kez olduğu gibi bir kez daha onuruna sahip çıkacak, bu asalaklar ve dükalar düzenini yerle bir edeceksin, zira herkes bilir ki bu şehrin damarlarında kan yerine haksızlığa isyan dolaşır…
Bir Cevap Yazın