ALİ KOÇ’U TRABZON’A KİM DAVET ETTİ?!

Bu yazıyı “önyargı ile okuyacaklara bir uyarı ile başlayalım. 

Yaşanılan ya da yaratılan bir çok suni problem nedeniyle şimdiye kadar Trabzon’a maç izlemeye gidemeyen birçok gazeteci, yönetici oldu ve ben bu yabancılaşmaya kalemimce karşı koymaya çalıştım. 

Trabzon “kavramı”  ile başı pek de hoş olmayan; maalesef bir Trabzonlu mafya tarafından  kurşunlanan,  Trabzonlu Teknik Direktör Şenol Güneş’i, özellikle Milli Takım Teknik Direktörü olduğu dönemde acımasızca eleştirip yerden yere vuran Hıncal Uluç’un bugün geldiği nokta çok öğreticidir. 
80 li yaşlara yelken açan bu kalem ustasının, daha birkaç gün önce  Trabzonspor ve Şenol Güneş- Ünal Karaman ikilisine yönelik övgüsü,  yazarlığın ve kanat önderliğinin çelebilikle donandığında anlamlı olduğunu herkese göstermiştir.  Bu sevimli ve huysuz ihtiyar, Trabzon camiasını zaman zaman oldukça acıtan eski yazılarına rağmen hala sevilip sayılıyorsa, adalet duygusuna olan inancını her platformda korkmadan dile getirmesinden ve kimsenin kayığına binmeye tenezzül etmemesindendir.

Trabzonspor Yönetimi eğer şehre birini davet edecekse, bu Hıncal Uluç gibi yıllardır bu şehre şu veya bu şekilde gelmeyen ve neredeyse Trabzon’a küstüğü iddia edilen bu usta ama özgür ruhlu kalem olmalıydı.  Aynı Hıncal Uluç’un devre arasında Trabzon takımı 9 puan farkla liderken “Trabzon’u şampiyon yapmazlar”  açıklamasına gülen kimi yöneticilerin, Hıncal Uluç’tan özür dilemelerinin en şık yolu da kendisini bir Şampiyonlar Ligi maçına davet etmektir.

Durum bu iken, Trabzonspor markasını idare edenlerden biri,  Başkanı ve en” etkin” yöneticisi Çete ve Şike soruşturması kapsamında cezaevinde olan takımın yöneticilerinden birini Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi maçına davet ediyor!?  Tuncay Bekiroğlu ya da başka biri, Trabzonspor  adına bu şehre Şike ve Çeteden yargılanan bir takımın yöneticisini davet edemez!  Kendisi çok istiyorsa bu daveti şahsi olarak yapar ve Ali Koç ile istediği ilişkiyi kurar ya da geliştirir. Ama Trabzonspor sevgisini bilerek ya da bilmeyerek herhangi bir hesabın malzemesi olarak kullanmaya kalkanlar bunun bedelini öderler.  Hiçbir Trabzonspor yöneticisi, bir başka takımın yöneticisini , ölçüsüz bir   “sevgiyle saygıyla selamlayamaz. 

Sayın Bekiroğlu unutmasın ki, “saygıyla sevgiyle” selamladığı kişi,  kendi takımınızın şampiyonluğunu çalmak için çete kurduğu iddiasıyla cezaevinde yatan kişilerin en yakın çalışma arkadaşıdır!  Sayın Bekiroğlu’nun , Sayın Ali Koç’un bu işlerden haberi olmadığını söylemeyecek kadar hayatın içinde olduğunuza da inanmak istiyoruz!
Saygı ve sevgi hazneleriniz ziyadesiyle dolu olabilir ve şahsınız adına bu kaynakları istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
Ama Trabzonspor neden büyüktür bilir misiniz sayın Bekiroğlu;  herkese layık olduğu gibi davranabilecek bir duruş, cesaret ve güven sahibi olduğu için.
Şahsınızı istediğiniz yerlere koyabilir, kendi düşlerinizi  gündem avcılığıyla istediğiniz noktaya taşıyabilirsiniz.  Ama Trabzonspor’un anlam kattığı değerlere , onun varoluş nedenlerine asla dokunamazsınız. 

İlle de bir Fenerbahçeli davet edilecekse, içerde yatan başkanlarına ve yöneticilerine rağmen kafasını kuma gömmeyip en azından yargılama bitene kadar suskun kalma efendiliği gösteren, yapılan işlerden biraz da olsa utanan Fenerbahçeli birini bulun. Bizim derdimiz masum duygularla takımına bağlı olan Fenerbahçeli kardeşlerimizle değildir, bizim derdimiz  şikecilerin,  “iş bitirici” yöneticilerin futbolumuzdan uzaklaştırılmalarıdır. 
 
“İNBE TRABZON OLAMAZSIN ŞAMPİYON”

Sanal bir devekuşu cumhuriyetinin  fanatiklerinden biri olarak  tribünde kitlesel olarak kumaşınızı ifşa eden sloganlar atabilir,oynanan  oyunla hiçbir alakası olmayan takıma karşı içselleşen kompleksi istediğiniz gibi dile getirebilirsiniz, nihayetinde etten kemikten yapılma insanlarız.
Düzeysizliğin zirvesi, topluma yön vermek gibi bir sorumluluğu olan Hürriyet nam  gazetenin spor haberciliğini paçavraya dönüştürme kararlılığı ve bu uğurda hiçbir ahlaki ve mesleki sınır tanımamasıdır.
Hürriyet  gazetesinin resmi web sitesinde dün gece manşete taşınan haberlerden biri, Fenerbahçeli kadınların “inbe Trabzon olamazsın şampiyon”  tezahüratıydı. Ahmet Kaya’nın deyimiyle, nerden baksan tutarsızlık  nerden baksan ahmakça…

Hürriyet’in  tescilli Trabzon kompleksi ve düşmanlığını artık herkes biliyor, kendi yazarları bile bu çukurlaşmadan şikayet ediyorken, bu manşeti de ahlaki açıdan sorgulamaya kalkmayacağız. Ancak Hürriyetçiler fanatizmi o kadar uç noktalara taşımışlar ki, içlerindeki  ehlileşmemiş  insanı, güya Trabzon’a “ayar” vererek açığa çıkarıyorlar. İnsan, hiç, değer verdiğini düşündüğü markayı bir hırs uğruna böyle küçük düşürür mü?  Ne yani gönül verdiğiniz takımın “bayan” taraftarlarının “ibneli”  tezahüratıyla markaya değer kattığını mı düşündünüz?  Siz de herkes gibi yaşananların utanç verici olduğunu anlayacaksınız, biraz geç de olsa kaçınılmaz son budur. Herkes kendi arafını yaratır.

Trabzon açısından acı olan ise şudur;

Her fırsatta Trabzon ve Trabzonsporluları aşağılayan Hürriyet gazetesi Trabzon sınırları içinde her gün 3000 adet gazete satıyorsa,  Trabzon ve Trabzonsporluların kimseden şikayet etmeye hakkı yoktur.  Çete ve Şike soruşturmasında kelleyi koltuğa alma pahasına çetecileri , şikecileri ve işbirlikçilerini yerden yere vuran  ve her fırsatta afişe eden Taraf gazetesinin hiç satılmadığı bir şehirde, her gün Trabzon’a söven bir gazete 3000 den fazla satıyorsa, sorun başka yerde demektir. Uyu Trabzon uyu, ninni Trabzon ninni… (Son paragraftan Taraf’ın tiraj “derdi”  olduğunu çıkaran kişileri, Fenerbahçe’nin ilk seyircisiz maçında o kalabalığın arasında görmek istiyorum)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: