ŞENOL GÜNEŞ’İN YENİDEN KEŞFİ VE KEŞŞAF ESNAFI

 Şimdi en kolay iş Guus Hiddink’i yerden yere vurmak.

Günlük hayatın penceresinden bakınca bir çok haklı gerekçe de bulunabilir elbette, ayrıntıya lüzum yok, son mağlubiyet fazlasıyla kifayet eder. Edirne’den ya da arzusuna göre Cilvegözü’nden ötede piyasa değeri konusunda sıkıntı yaşamayacak,  futbolumuzun belki tek isim olan Hollandalının, Türk Futbolunun ana motivasyon kaynağı olan “ceddin deden neslin baban”dan bihaber bir Batılı olması kaçınılmaz sonun da nedeniydi aslında.

TT Arena’da maç öncesi tribünler Türk Kültürünün gereği olan her şeyi yaparak, ( 10.yıl marşı 2 kez, ceddimiz dedemiz vb) görevlerini layıkıyla yerine getirmiş ve yeni bir mucize için zemini hazırlamıştı. Hesabı iyi yapılmayan sanırım ”mucize” kavramın yanlış değerlendirilmesi oldu. Zira Türk Milli Takımı mucize hakkını Hırvatlara karşı daha birkaç yıl önce kullanmış ve bizler işte o gün kendi gerçeğimizle yüzleşme şansını kaçırmıştık. Hırvatistan dışında kim çıksa bir mucize şansı mümkündü, şanssızlık işte…Hakem de sanırım gizli bir yahudiydi, bakmayın Almanmış gibi davrabnasına, yemedik tabi ki, ama atı alan Üsküdar’a nanik çekmişti bir kere. Ah ulan Rıaza!

Hiddink’i tek forvet oynatıyor diye eleştirenlerden biri de benim, Arda Turan’ın haddi olmayan eleştiri gazeteci olarak benim görevimdir.

 Ama madalyonun diğer tarafına bakınca da Guus’a yüklenmeyi de ahlaki bulmadığımı itiraf etmeliyim. Batı rasyonalizminden geçen Batılı kafa, siz Hiddink diye okuyun, her işlerinde olduğu gibi spor işinde de, gaz üretimi ile değil, akılcılıkla sarmalanmış reel durumdan hareket eder. Böylesi bir tarzınız var ise ve çalıştığınız iklimde sabır kolay çatlayan bir taş ise eve dönüş kaçınılmazdır.

Hiddink’in elindeki kadroyu hepimiz biliyoruz. Ahı gitmiş vahı bile kalmamış orta sahalar, her hafta kendi takımlarını yakan stoperler, fizik olarak hazır olmayan ama kontenjandan sahaya atılan bekler, ofsayt rekortmeni forvetler , tribünle birlikte küçülen kalecilerle Avrupa Şampiyonu mu olacaktılar? Sahi siz-biz kendimizi ne sanıyoruz?

Sağlıkl ve hesapsız kafalar için tek bir veri bile Türkiye Futbol Federasyonunun dile getirilmesinden “ürktüğü” durumumuzu özetlemeye yeter;

FİFA’nın resmi rakamlarına göre Türkiye Dünya’da futbol bütçesiyle 6. Sırada, yani en çok para harcayan 6. Ülke Türkiye.

Buna karşın FİFA sıralamasındaki yeri ise 26.lık. Evet doğru okudunuz, yazıyla yirmialtıncılık.

Bu ağlatan tabloyu “dert” edip çareler aramak durumunda olması gereken federasyonun tek derdi şike-çete operasyonuyla “dara düşenlerin” dertlerine çare olabilmek ve bu uğurda , başta futbolumuz olmak üzere her, ama her şeyi harcamaktan kaçınmamasıdır. Allah layıklarını versin, ne diyelim.

SPOR YAZARLIĞIMIZIN HALLERİ

Bir spor yazarı Hırvatistan maçı sonrası Şenol Güneş’i özlediğini ve kendisinden , varsa,  haksız eleştirileri için özür dilediğini yazdı, söyledi.

Güneş, Dünya Üçüncüsü olduğu maç sonrası “Biz bugün Dünya üçüncüsü olduk ama futbolda Dünya üçüncüsü değiliz” açıklamasını yaptığında kendisini eleştirecek yeni “doneler” bulma telaşındaki kafa, maalesef aynı yerde mesai harcamaya devam etmektedir.

Şenol Güneş’i özleyen algının düzeyi maalesef O’nu bugün de anlayamamış, Güneş üzerinden Hiddink’e vurma kolaycılığı kendini ele vermiştir. Efendiler; Güneş felsefesinin ilk maddesi, kişiler üzerinden kişilere çakma küçülmesinden uzak durmaktır!

Şenol Güneş emekle, haysiyetle, çalışmayla inşa edilmiş bir kültürden ve hazmedilmiş ilkesel bir duruştan söz ediyor, yıllardır yaptığı ve Kore’de de anlatmaya çalıştığı gibi… Ama işte bir fiyasko sonrası kendisinden sevgiyle söz edilirken bile anlaşılamıyorsa, durum sandığımızdan da umutsuz demektir.

Bir başka “etkin” gazeteci de Fatih Terim’den özür dilediğini, aldığı parayı sorun ederek hata yaptıklarını yazmış.

Hepimiz biliyoruz ki Fatih Terim’in aldığı para, kamuoyuna yansıtılan suni gündemdi, gerçekler çok başkaydı.

Sorun şu; bu iki etkin gazeteci bile hala ne Şenol Güneş felsefesinin ne de futbol iklimimizin farkında değiller ve maalesef yapacak bir şey kalmamıştır.  Bu saatten sonra yapabileceğimiz tek şey kendilerine Louvre Sarayı’ndan az kullanılmış tüyler bulabilmektir.

Şenol Güneş’i 50 gram olsun  anlayan kişi bugün Hiddink kovulsun korosuna destek vermezdi. Sorun kültür ve hazım sorunudur, kimse başka taraflara vurmasın kendini!

Sorunumuz “kültür” olmasaydı, bir takım “yıldız” oyuncuklarımız bile istiye sarı kart görmek gibi spor ahlakının dip noktasına imza koyarlar mıydı?

“ŞENOL GÜNEŞ’İN YENİDEN KEŞFİ VE KEŞŞAF ESNAFI” için bir cevap

  1. Şenol Güneş adam gibi adamdır.. Camianızda, süreçte krizi en iyi yöneten kişidir..
    Geçen sene şampiyonluğu kaçırması acı bir talihsizliktir.. Bu sene takımınızda şampiyonlar liginde sırıtmayan tek kişidir.. Umarız gruptan çıkabilir..Bu ülke daha evel de büyük hocalar görmüştür.. Ama hepsi kimliğinden ödün vermiş lümpenler olarak yer bulmuşlardır.. Şenol hocanın adamlığına ve futbol bilgisine söyleyecek laf bulamayan alçaklar, diksiyonundan dolayı, giyim stilinden dolayı eleştirme basitliğine kaçmışlardır.. Başarılar, başarısızlklar hep unutululmaya mahkumdur..
    Biz Fenerbahçe taraftarı olarak Şenol Güneş e herzaman saygı duymayı kendimize borç bileceğiz.. Ve Kadıköy de eminimki taraftarımız ve hocamız Aykut Kocaman kendisini en iyi şekilde karşılayacak, ağırlayacak, fazlasıyla hakettiği saygıyı gösterecektir..

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: