İstanbul Ankara Arası Tarifsiz Bir Gönül Yarası

Çok dramatik bir başlık oldu sanki. Ne gereği var denebilir, darlatma bizi Selo  ha sıkıntı arkadaş diyenler olabilir, vur kendini Trabzon’a seninki deniz özlemi tavsiyeleri belki, hatta yakıp bütün gemileri Zavzaga’ya  kuzeyli leylili elifli bir mutluluk inşa et diyenler de, olabilir.

Ama işte bir Pazar sabahına uyanıp, yeni ev için birkaç öteberi almak için sokakla buluşup , tam kavşakta, bir anda direksiyonu Ankara tabelasına kırıp ceketi alıp giderken; , araç motoru feryat figan eder ve asfaltı köküne kadar daraltırken , bir ürperti ile dikiz aynasında kontrol ettiğin ardın mıdır ya da orada rastladığın gözler senin gözlerin midir,  yine de…Evet benim gözlerim…Nereye savurursa savursun hayat, değişmeyen tek şeyi kimilerinin, hani Volkan Konak bir şarkısında söylüyor ya;  “bir tek gözlerim değişmedi,  bir tek gözlerim”

Dünden kalan bir şarkı takıldı zihnime, hedefim hedefsiz

Kuzey’in dilinde popüler bir serenad;

“Baba yumurtalı protes yaptılar”

Görüntü hoşuna gitmiş belli ki.

“Oğlum ne yapmışlar ne yapmışlar, anlamadım?”

“Yumurtalı protes”

“Ne  tes ne tes?”

Tüm dikkati bilgisayardaki Batman oyununda ama bir yandan da bana piyasa yapmaya devam ediyor. Ama ses tonu her sorumdan sonra biraz daha Karadeniz

“Puresto puresto babaaa”

Son iki a harfi boşuna fazladan kullanılmadı, mesajı alıyorum

“Ha tamam şimdi anladım. Boşver sen onları oğlum, yumurtadan ne çıkar. Batman kötü adamları hacamat ettikten sonra  Kandilli’de zinoslara simit atmaya gidelim mi”

“Gideliiimmmmm”

Anlaştık ,gittik. Kandilli zinosları kesmedi , Kanlıca’da yoğurt yeme bahanesini yaratıp kendimize, ikimiz de yemeden , üç simidi paylaştık martılarla. Geceledik boğazda epey bi, sonra uykuya teslim oldu masumiyet ve yatağıyla buluştu mışıldayıp yorgunluğu.

Nerden estiyse radyonun teybine Kenny Rogers sızıvermiş, ama benim kalbim çoktan zinosların martıların şairi Can Yücel’e uçuvermiş.

Günlerdir körköstebek nefsimle öyle hırlı

Ve öylesine harlı ki

  esrik nefesim

Bir kibrit tutsam parlayacak.

Bir sarnıç gemisi diyecekler alev almış

Boğazın iki yakasından

 

oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavg

Gelişi güzel mi güzel bir ocak

Suların ortasında sevgili öfkemle benim

Yanacak bahar erişinceye değin

Soğuktan morarmış kanatlarını

  ısıtsın diye martılar

 

Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin

 

Martılar denizlerin sokak çocukları çino, sen de  Ankara – İstanbul yolunun. Aslında ne onların ne de senin gidecek bir yerin yok, sokakları evlemişsin de farkında değilsin, henüz. Hoş İstanbul Antalya yolu da yaşanılası, ama ille de Karadeniz sahil yolu; her noktasından deniz görür!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: