Kategori: st
-
Trabzonspor ve Basketbolu!
Kaç kez yazdım bilmiyorum; Mevcut organizasyonuyla, muhtemel moral bozukluğu yaşayan/yaşayacak İstanbul takımlarına moral veren galibiyetler tattırmak için kurulduğu hissi veren, bu hissi istatistiklerle de belgelenen basketbol söz konusu olduğunda 2 şeye sürekli vurgu yaptım; 1-) Trabzonspor, İstanbul takımlarına konsimasyon hizmeti veren üvertür yosma gibi 5-10 ABD’li basketçinin ve onların çakal menecerlerinin vurgun kapısı olamaz,…
-
2008’den Bir Ünal Karaman Röportajı
Sedat Tunalı Konya Et Balık Kurumu’nda çalışan memur bir babanın oğlu olarak açmış gözlerini dünya’ya. Doğuştan yetenekli olduğunu fark etmeden, sokak arası futbolcularının son “büyük” temsilcilerinden biri olacağını hiç aklına getirmeden top kovalamış 13 yaşına kadar. Evin en küçüğü olmasa belki de futbolcu olmayacaktı, zira bir ramazan akşamı iftar sofrasının pidesini almak için fırına onu…
-
İnsan neden yaşar?
Hazların sonsuzluğu belki, hiçleşmeleri kaçınılmaz son olsa da ilk akla gelen bu. Sunulmuş bir armağanı ıskalamama telaşı sonra, sonra zavallı egoların günlük tükenişlerin rutinini perdeleme çaresizliği, her birimiz Newton ya da Hayyam’mıymışızcasına vb soyumuzu sürdürme trajedisi, evlat sevgisi, sevilmez mi hem nasıl, kesin yenilgi en sonunda. elde var hiçlik…
-
Trabzonspor TD Adayları
Yıllardır bu çöküşe dikkat çeken yazıları, kendi yazılarım dahil, okumak bile işkence gibi geliyor artık. Her bi şeyin en güzelini, en doğrusunu bilerek! doğan Trabzon ve bölge insanına herhangi bir şeyi anlatmak yerine, “10 derste deveye garantili hendek atlatılır” kursu açmak çok daha akıllıca. Elimizde değil, böyle doğuyoruz. Eh bunun suçlusu da herhalde biz değiliz,…
-
PANZEHİR
Bir Zavzaga gecesiydi, niye ve nasıl olduysa o gece Efendinin Hacı Murat’ın evinde erkek olarak bir ben vardım, 7-8 yaşlarında “efendi bir uşak”. Babaannem evdeydi, en küçük halam Safiye, bir de ateşler içinde yatan sen, gözlerinden sevgiler taşan annem, Babaannemle konuşuyordunuz, “vukuaattan” kaçağa düşen ve genç yaşta hayata veda eden babasına doyamayan Hanım hanımla, ocağın…
-
ORMANDA FANTOM TÜRKİYE’DE F.B 10 KAPLAN GÜCÜNDEDİR!
Çocukluğumuzun en özel karakterlerinden biri hiç kuşkusuz ülkemizde Kızılmaske adıyla adıyla yayınlanan çizgi romanın esas oğlanı “Fantom”du. Ayna grubumuz kadar olmasa da yüzünü göstermemekte oldukça mahir olan Fantom’un en büyük efsanesi de ormanda 10 kaplan gücünde olmasıydı. Hasılı ormanın kralı Fantom’du, ama krallığın sürmesi için ormandan çıkmamak gerekiyordu. Çete-Şike soruşturması sürecinde gördük ki Türkiye’nin kralı…
-
“sonra mi? sonrasi var midur ula?”
İki ayrı fırtınanın sürüklediği filikaya sığdırılmış bir hayatın “dolaylı nesnesi” olarak savrulduğum kıyılarda bir başıma kalmışlığın hüzünlü keyfini çıkardığım çatılı günlerimden biriydi, yeni yılın ikinci gününün sabahı, olmayacak bir saatinde sabahın, hep dost kalmış bir arkadaşımın adı yazdı telefon ekranına, titreyerek açtım telefonu -Selo Cumhur sana ulaşamıyormuş, arar mısın o’nu Cumhur oğlum ve annesinin oturduğu…
-
Bir 1 Aralık
İstanbul Üniversitesi’nin arka tarafında, Basın Yayın Yüksekokulu’nda öğrenciydik ikimiz de, 1 Aralık doğum günüydü, çok iştahla andığımız günlerden saymıyorduk doğum günlerini, ama yakın zamanda yaşadığı bir büyük acının izlerini az da olsa silebiliriz bilinçaltıyla olsa gerek, Hitit Kafeye gidip baş başa bir şeyler içmeye karar vermiştik. Sonra bir haber geldi, hemen 150 metre yakınımızdaki okulumuzdan.…