61 Nerde başlar nerde biter

61 Nerde başlar nerde biter

Gerçekte sosyal hiçbir anlamı olmayan iki rakamın uyumlu birlikteliğinden, kentsel bir marka yaratmanın kimselere bir zararı yok. Hatta bu rakamların uyumunu aidiyet duygusunun sembolü haline dönüştürmenin, hayatın her alanında duyguların ifadesi için her fırsatta kullanılmasının da kimseyi rahatsız ettiğini de söyleyemeyiz.

Yazının girişindeki havanın zeki beyinlerde beklenti içine soktuğu yere gelelim şimdi ve “ama” diyelim.

Ama, ilgili ilgisiz her yerde 61 vurgusu yapmanın, artık bu kentsel ifade biçimine sempati ile bakan herkesi irrite etmeye başladığını, bunun son derece olağan bir ara durak olduğunu ve kentin kanaat önderlerinin bu zemin kaymasına dikkat çekmesinin zamanı geldiğini belirtip, beni de “bozan” örnek üzerinde birkaç kelam etmek istiyorum.

Trabzonspor’un da içinde olduğu kimsesiz çocuklara yönelik bir proje kapsamında , işin medyatik boyutu da düşünülerek kimsesiz bir çocuğumuzun Vanlı depremzedeler için 61 tlik harçlığını bağışladığı öne çıkarılmış. Hepimiz biliyoruz ki, sevgili çocuğumuzun biriktirdiği para 61 tl filan değildir, bu zorlama bir tesadüftür ve hiç de hoş etki yaratmamıştır. Kimse kalkıp da “yok yahu volla billa 61 lira çıktı” demesin, ağzımla gülmem buna!

Hiç tanımadığı insanlara zor günlerinde yardım etme duygusu başlı başına bir insanlık zirvesidir ve tek başına bu duygu o çocuğa saygı duymamıza yeter de artar. Böylesi insani bir durumda bile kentsel bir ikonu öne çıkarma iradesi her yanından sakalet akan damdaki kemancıyı hatırlatıyor. O kadar da değil!

Aykut Kocaman’ın Kimyası

Benim meslek hayatımdaki en yanlış ama hiç pişmanlık duymadığım hamlelerimden birinin tetikçisi olan iş adamı Korkmaz Yiğit, meşhur skandallarımızdan biri sonrası Alaattin Çakıcı tarafından telefonla tehdit edildiğinde “kimyam bozuldu” ifadesini kullanmış ve bu itirafı bir deyime dönüşmüştü.

Tüm maçlarını saha içinde oyuncularının verdiği mücadele ve kendisinin teknik müdahaleleri ile kazandığını zanneden ve ortaya saçılan “ilişkilere” rağmen bu yanılgısına aşık olan bir adamın tüm çelişkilerini yaşıyor Aykut Kocaman. Ama maalesef gerçeği kabul etmemeniz gerçeği değiştirmeye yetmiyor ve başı kuma gömmek sadece işkenceyi uzatıyor. Ve bu işkence hali, spor barışının temellerine kocaman bombalar koymayı bir geleneğe dönüştürüyor.

Aykut Kocaman periyodik Trabzon salvolarına yeni bir halka daha ekleyerek, Trabzonlu bazı oyuncuların milli rövanştan “sakatım” bahanesiyle kaçtığını, üç gün sonra maça çıktıklarını, buna rağmen milli hüsranın faturasının FB’li oyunculara kesildiğini belirtti. Kocaman’ın, faturanın sadece kendi oyuncularına kesildiğine yönelik eleştirisine kısmen katıldığımı, kaleci Volkan’a yönelik eleştirilerin renk körlüğü çukuruna düştüğünü vicdanı temiz herkesin kabul edeceğini düşünüyorum.

Ancak durup durup Trabzonspor üzerinden mesajlar vermek ne Kocaman’a ne de bir başka kişiye bir yarar sağlar, aksine Kocaman aleyhine oluşan “kendine Müslüman” tanımlamasına katkı yapar. Kaldı ki Burak Yılmaz ve Giray Kaçar’ın “sakatlık” dönüşlerinde Trabzon takımına nasıl katkı yaptıkları da ortadaJ Giray kendi kalesine attı, Burak 700 top kaybıyla oynadıJ

Asıl tehlike şu;

İnsanları kendimize benzetebildiğimiz kadar seviyor ve haliyle aslında sadece kendimizi seviyoruz. Tek tesellimiz Trabzonsporluların sevgi tanımlarının Aykut Kocaman’ın daracık dünyasının çok üzerinde oluşu ve bu düzeye düşmeyeceğine olan inancımızdır. Herkes kendi tükenişinin öyküsünü kendi yazar.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: