Sedat Tunalı

07 Ekim 2008 Salı

Çok az seyirci vardır Beşiktaşlılar gibi vefa duygusu zengin ve hesapsız olan. Ve çok az taraftar, sahada takımı kadar mücadele eden…

Düzgün adamları çok seviyorlar mesela. İsterse siyasi olarak tribün fotoğrafının çok uzaklarında olsun bu ‘adam’lar. Kazım Koyuncu’yu da aynı gönül potasında erittiler Kazım Kanat’ı da. Emin olun Ernesto’nun da bir yeri var bu gönülde, Necip Fazıl’ın da. Bin yıllardan süzülüp gelen Anadolu hoşgörüsünün binbir çeşidini bulursunuz bu tribünlerde ve bu gönüllerde, hasılı…

İşte bu hesapsız gönül, bu günlerde büyük bir çelişki yaşıyor. Zira adamlığına kefil olup arkasında durdukları teknik direktörleri Ertuğrul Sağlam’ın, özellikle kimi ‘çevrelerce’ -bunca başarısızlığa karşın- ısrarla savunuluyor olması Beşiktaşlılar’ın aklını karıştırıyor, hem de fena halde…

Futbolda ya da bir başka alanda bir başarısızlık ihtimali her zaman vardır ve bu durum, o işin liderlerinin ‘adamlıklarından’ bir şey eksiltmez. Bilakis, bir ‘oyun’ olan futbolda, anlaşılır birşey olan başarısızlık sonrası -mesela istifa müessessini işler kılmak- o ‘adam’ın değerini artırır. Ancak siyah-beyaz gönüller maalesef bekledikleri bu adımı göremediler, çok sevdikleri için de ‘istifa” diye bağırmayı da kendilerine yakıştıramıyorlar. Ama belli oldu ki; bazı ‘çevreler’, sırf ‘bizden olsun çamur olsun’ mantığıyla bu güzel adamı savunmaya! devam ederlerse, bu Sağlam dostluk büyük yara alacaktır.

Maça gelince; Hacettepe bu ligdeki tüm maçlarını benzer şekilde kaybedebilir. Osman Özdemir’in saygın ve sempatik kişiliği umarız ki ligimize daha uzun yıllar renk katmaya devam eder. Ama böyle devam edemeyeceği çok açık

Beşiktaş, zor da olsa aldığı 3 puanla 15 günlük araya bir nebze olsun nefes alarak giriyor. Camianın kenetlenmekten başka şansı yok. Bir de, tüm iyi niyetine rağmen Başkan Demirören’le marka arasında özlenen bağın kurulamadığını siz de hissediyor musunuz? Ya yargılanması halen devam eden birinin menejarliğe devam edebilmesini!?