Sedat Tunalı

“Cizvit ruhu” ve Alex

“koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. ”

Usta’nın “Akrep gibisin kardeşim” isimli bu şiiri , güce tapan kitleleri anlatır , ve bizim payımıza da bu tapınmayı “sevgi” ve “zaten herkes bize düşman”  maskelemesiyle rasyonalize eden aklı sorgulamak kalır

Alex’in, neredeyse “ahlak dışı” futbol rekabetine rağmen her kesim tarafından sevgi ve saygı görmesinin nedenleri sosyolojik bir araştırma konusudur.

Alex’in saha içi ve dışında örnek bir yaşam sürdüğü, işini yaparken de kimseye karşı kırıcı olmadığı konusunda bir ortak payda var. Yüzünde hep rahatlatan huzur veren bir ifade.

Roma kilisesine bağlı bir “tarikat” olarak dünya sahnesine çıkan Cizvitler, özellikle yoksul ve başarılı çocuklara eğitim desteği vermesi ve Katolik mezhebine bağlılığıyla ünlüydü

Cizvit papazları, yaşadıkları her alanda “örnek  insan” olmaya adeta mecburdular. Ve varlık nedenleri de dünyanın her tarafına dağılarak Hrıstiyanlığı yaymaktı.

Oyununa ve duruşuna sevgi ve saygıyla baktığım Alex’in vakarını korumasını da, ancak bu “Cizvit” ruhuna bağlayabiliyorum.  Alex’in yaşadıkları ve O’na yaşatılanlar, sıradan bir insanın taşıyabileceğinden çok daha ağır.

Alex’i 3 dakikada “harcayanlara” da bir sorumuz var;

Hadi Alex’in karizması altında ezildiniz, anladık. Peki bu adamın bu ülke çocuklarıyla hemhal olmuş, İstanbul’dan 1 hafta ayrı kalınca annesine babasına “baba , anne, hadi evimize (İstanbul) dönelim” diye ağlayan çocuklarına kestiğiniz cezanın farkında mısınız

YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ

İstanbul 16. ACM’sinin ceza yağdırdığı Şike davasının Yargıtay safhası, 5. Ceza dairesinde görülecek. Genel görüşe göre bu dosya 9. Daireye gelecekti, ancak “bir kaynak” bize bu davanın 5. Daireye verileceğini söylemiş ve bunu paylaşmıştık.

5.Dairenin başında özellikle cinsel taciz ve rüşvet suçlarında uzmanlaşmış ve son seçimlerde Yargıtay Başkanlığına aday olarak en fazla ikinci oyu almayı başarmış Ahmet Ceylani Tuğrul bulunuyor. Öyle ki Tuğrul seçimde hükümetin gösterdiği adayın iki katından fazla oy almayı başarmış.

Tuğrul, yargı çevrelerinde toplumun her kesimiyle iyi ilişkiler kurması ve çok geniş tabanlı sosyal ilişkileriyle biliniyor. Halen yurt dışında kaçak olarak bulunan “Kadıköylü” Bedrettin Dalan’ın “elini öpecek” kadar hürmetkar olan Tuğrul Fenerbahçe tutkusuyla da tanınıyor.

Emekli bir Yargıtay üyesi ağabeyimiz, işleyişi şöyle anlattı;

1-Başkan, dosyayı inceler ve kendi mütaalasına göre bir ekip kurar.

2-Şike davasında verilen cezalar 10 yıldan az olduğu için Yargıtay aşamasında duruşmalı oturum olmaz  ama yerel mahkemenin kararını “Şu şu nedenlerden dolayı mahkumiyet kararı yanlıştır” diyerek esastan bozabilir ve bu bozma kararı da aslında yerel mahkemeye “sen bu insanları beraat ettir” mesajını verir. Yani teoride böyle bir şey mümkündür.

3-Ancak böyle bir karar sonrası yerel mahkeme kendi kararında ısrarlı olabilir ve yeniden yapılan yargılamada ilk mahkemede sanık lehine yorumladığı kimi hükümleri de ortadan kaldırarak cezaları artırarak hüküm verebilir.

4-Yerel mahkemenin kararında direnmesi sonucunda dosya yeniden aynı ceza dairesine gelir. Ceza dairesi ya mahkeme kararını onar ya da bozar.

5- Bozma durumunda dosya bu kez Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gelir ve nihai karar burada verilir.

Şimdilik ahval budur…

Kimse kusura bakmasın ama serisi:

Turkuvaz grubu ve Taraf gazetesi olmasa Şike yapanın yanına kar kalmıştı!