Romantik sayılırım evet,
Evet zaman zaman romantizmle hayalcilik içimde bir yerlerde buluşur, hiç olmayacak şeyler kıraathanesinde keyifle aynı çayı yudumlarlar.
Bildiniz, çay keyfi sonrası kendimizi Karadeniz’in hırçın sularına sırtüstü bırakır, bizi unutulmuş hazlar sahilinden kıyıya vurmasının düşünü kurarız. Bekleyenimiz yoksa da izlerimiz tesellimizdir artık.
İzlanda 323 bin kişiyi barındıran bir ada devleti. Trabzon kadar, Rize’den biraz büyük, Diyarbakır’dan biraz küçük.
Halk geçiminin büyük ölçüde sanayileşmiş balıkçılıktan kazanıyor. Tanıdık, haliyle..
Aron Gunnarsson
Adalıların kaptanı. Söylediğine ve tanıklıklara göre her maç öncesi ve sonrası taraftarlarıyla bir araya gelerek geçmiş maçı değerlendiriyor, gelecek maçtaki rakibin güçlü ve zayıf yanlarını aralarında tartışıyor, ortak bir sonuca varmaya çalışıyorlar.
İşte yazının tam da burasında;
Arafilboy, Sotka, Faroz kıraathanelerini ananların sayısı ne kadar çoksa, Trabzon’un küllerinden yeniden doğma ihtimali de o kadar fazladır.
Aldıkları ilk paralarla pahalı araçlara hapsolup şehirle bağlarını koparan algı ve varoluşu konumlandırma düzeyine atılmış bir tokattır İzlanda mucizesi.
İzlanda sadece futbolun beşiği İngiltere devini değil, az gelişmişliğin batağına saplanmış ve çırpındıkça batmaya devam eden futbol ve futbolcu sosyolojisini iki seksen yere uzatmıştır.
Ve üstelik bu İzlanda, tıpkı onların uluslararası arenada yaptığı gibi, yerel ölçekte Türkiye’nin “futbol devi” İstanbul oligarşisini yerle yeksan eden Trabzon’un balıkçı çocuklarının ilk yurt dışı seyahatinin de adresidir.
76 Yılında 3 hacimliden oluşan Oligarşi diktasını yıkan Trabzonpor, ilk Uluslararası maçına İzlanda’nın Akranes takımına karşı deplasmanda çıkmış ve 3-1 kazanarak dönmüş, rövanşı da 3-2 kazanarak tur atlamıştı.
***
İzlanda, Trabzonsporun unuttuğu her şeydir.
İzlanda halk, İzlanda tevazu, İzlanda inat,
İzlanda mücadeledir; düşmek ama yine kalkmak; kaybetmek ama yenilmemektir İzlanda
Trabzon…
Kaybettiğin ne varsa İzlanda’da. Farkında mısın?
Sakın romantik bir gaza geliş olarak yorumlamayın. Grup maçlarında izlediğim İzlanda’ya başından beri gıpta, saygı ve tabi ki sevgiyle baktım.
Hatta daha grup maçları aşamasında attığım bir twitle, uzun yıllar sonra ilk kez beğendiğim bir İngiltere ile final oynamalarına dair arzumu , hayalimi paylaştım.
Ne demişti Cruyff. Futbol basit bir oyundur. Zor olan basit oynamaktır!
*
YAZIYA MÜZİK: Neşet Ertaş / Kendim Ettim Kendim Buldum
Bir Cevap Yazın