31 Ağustos 2008 Pazar
Zico sonrası pek çok güzelliğini kaybeden Fenerbahçe’de futbol olarak olmasa da hala bazı güzelliklere tanık olabiliyoruz.
Fenerbahçe, Zico sonrasının dip yapan oyuncularından Uğur’un ortasına yükselen Güiza’nın kafa pasına Semih’in dokunuşuyla ikinci golünü kazandı. Bu gol sonrası Semih’in, ‘goldeki en büyük pay arkadaşımındır’ edasıyla Güiza’ya doğru koşup ona moral vermesi, her tür sportif övgünün de üzerinde, bir insanlık fotoğrafıdır.
Santrforsunuz; gelen her teknik adamın bir numaralı yedeği ve sadece sıkışınca sarıldığı bir ademoğlusunuz
Sonradan girdiğiniz oyunlardaki veriminiz öyle noktalara taşınmış ki, liginizin gol kralı olmuşsunuz. Yetmemiş, Avrupa Şampiyonası’nın flaş takımı Türkiye’nin en verimli ayağı olarak tüm Dünyanın dikkatini çekmişsiniz. Sonra yine annenizin ligine dönmüş ve Avrupa Kulüpler kupalarının elemelerinde bir maçta 4 gol atmışsınız.. Ardından bildik sahneler..Yine yedek kulübesine çekilmişsiniz..
Tüm bunlara rağmen hamurunuzda var olan “iyi”yi, asla “kötü”ye kurban vermemiş ve bu geceki maçta böyle bir ihtimalin asla gerçekleşemeyeceğini, görece en büyük rakibini, bir “bahaneyle” omuzlarına alacak bir yüce gönüllülükle göstermişsin..
Semih Şentürk, yerinde olsam ben ne yapardım bilmiyorum, ama sana ne kadar teşekkür edilse az, bunu biliyorum..
Maç 2 kırmızı kart sonrası anlamsızlaştı.
Fenerbahçe’nin yürüyerek oynaması, Kazım’ın lakaytlığı, Gökhan ve Uğur’daki inanılmaz düşüşler, Güiza’ın açık kalitesine rağmen golsüzlüğünün sürmesi akılda kalanlar..
Belediye 2 eksik kalmasa bu maça ortak olurdu, Fenerbahçe her yönüyle eksik bir fotoğraf veriyor. Bu fotoğrafın, lige verilen arayla giderilecek kadar basit olmadığını da ekleyelim.
Hakem Süleyman Abay’ı ilk defa beğendim. Dileriz, benzer pozisyonlarda görece “büyüklere” karşı da bu standardını korur.
Son söz; maçı filan bir yana bıraktım..Mustafa Kemal’in ipuçlarını verdiği sporcu fotoğrafı için SEMİH ŞENTÜRK’E BİN SELAM. İstersen bin maçta da gol atma, ama sakın o yüreğini kaybetme e mi..
Bir Cevap Yazın