Gönül’den Trapezus’a Beyoğlu

Salı’dan Cuma’ya Ankara’da kaldığım bir haftanın ardından saat 17 gibi karayoluyla yola çıkıp İstanbul’u rotalamış, eski dostum Gönül Göze’nin ilk kitabının tanıtımına ve çok sevgili Tonyalı ağabeyim Burhan Öztürk’ün  Beyoğlu kakafonisinin içine sığdırdığı Trapesuz nam rakı-balık mekanının açılışına telaşlamıştım kendimi.

 Ankara gişeleri ardıma düşürdüğümde, aklıma iş yerinde bir türlü zamanında bitirilemeyen işlerin sebebi ben miyim sorusu düştü?

 Ulusoy şoförlerinin “Sayın yolcularımız şu anda Susurluk Dağ tesislerine gelmiş bulunmaktayız, şirketimiz yarım saat çay ve ihtiyaç molası vermiştir, ula İdris yoksa once benzun mi alsaydık” moduna girmiş olmalıyım ki, sorunun yanıtını bulamadan “Cankurtaran geçidinde gizli buzlanma var mıdır” sorusu herşeyi unutturmuştu. Yokmuş…

 Büyükparmakkapı’nın sonundan sağa dönünce Antika bir yer varmış, tarif öyleydi, içeri girdiğimde az da olsa geç kalmıştım ama yıllardır görmediğim Taylan’ı görmem bana kitaptan bile daha kıymetli bir hediye gibi geldi. Kitabımı imzalatıp Gönül dostuma, Taylan’la kavleşip İstiklal seline attım kendimi. Balo sokakta Burhan abiyi bulacaktım, bol mezgit ve hamsi sözü vardı Burhan abimin, ve daha da bol mezgit yumurtası.

İstiklal’i Tünel’e doğru adımlarken karşıdan gelen güruhun içinden tanıdık bir espri geçti yanımdan “ olaa, pardon alooo , telefonu ters tutmuşum da”, Aydın Baylan’dan söz ediyorum, tüm Bab-ı Ali’nin gelmiş geçmiş en başarılı birkaç polis adliye muhabirinden biri, yanında gazeteci arkadaşlar Birol ve Altan da var, üç sap piyasa yapıyor belli ki. Aydın’ın koluna nasıl  girdiysem pişti yapan iki piknik tüp anıt yönünden ters istikamete salvoladı, tabi Birol ve Altan da. Aydın Baylan daha ne olduğunu anlamadan direk hamsi, mezgit ve rakılı cümle kurduğum için ayak izlerimi kuzulaması beklenen adımdı, adımladık Balo’ya doğru. Nevizade’nin kestiği sokaklardan biri Balo, ama ortada Trapezus’u bırak, Yomra ,Arsin bile yok!

 Aradım Burhan abiyi, “ e Zambak sıkaktayız dedim unuttun mu?”,  e unutmuşum işte!!

 Zambak’ladık ama 500 metrelik mesafede Aydın Baylan’ın hafızama dair övgü dolu sözlerini tespih yapsanız hatim indirmeye yeter!

 Trapezus’dayız. Duvarlar eski Trabzonspor ve Trabzon fotoğraflarıyla dolu. Mutfakta bir teyze var sevimli mi sevimli, dolapta bir dolu balık ve hamsi, içerde eski zaman meyhanelerini anımsatan masa örtüleriyle süslü birkaç masa. Ortam güzel, hemen aradım Taylan’ımı ve Kutsal ve Şeref’li arkadaşlarını, geldiler kapıda bir küçük kaza atlatıp, içeri girer girmez onlar da ısındılar , ısıttılar.

 Mutfaktaki teyzemiz çok iyi balık pişirirmiş ama Burhan abi benim dilime düşmemek için sıfır risk politikasını uygulayarak bizim balıkları kendi pişirdi. Pişirmeden önce bana gösterdiği bir kova dolusu mezgit yumurtasına hangi gözle baktığımı bilmeniz için, en azından saç üzerinde pişirilmiş midye ziyafetinin ne olduğundan haberdar olmanız lazım. Bu konuya girmeyelim isterseniz!

 Önce hamsileri hüplettik Aydın ve Birol’dan kaçırabildiğimizce, (Altan’ın sabah canlı yayını varmış, kaçtı) , sonra mezgitler geldi, üzerlerinde bal gezdirilmiş, deniz balı. Bu deniz balından ilk kez yiyen Taylan ve ekibi lezzet arşivlerine yepisyeni bir ikon eklemenin keyfini rakıyla taçlandırırken, sigara yasağına uyulmamasının vahşi hazzı da elle tutulur hale gelmişti.

Gelen bir telefon benim gecemi geçici de olsa mundar etmeyi başarsa da, Taylan’ın okul yıllarımız ve Malatya’nın Kurtuluşu üzerine cümleleri beni yine trapezus’ub büyülü dünyasına çekmeyi başardı. Meğer hüznün ilacı , Trapezus’da ballı mezgit eşliğinde eski günlerin yadıymış…

İstiklal Caddesi Zambak Sokak numara 10, Trapezus. Sizin de içinden çıkamadığınız saçma sapan sorunlarınız varsa bir uğramanız tavsiye edilir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: