Etik Kurul Baskani Kurana El Basar Mi?
Çağdaş hukuk kurallari kişilere epey bir salinim olanağıverdiği için meslek yemini etmiş pek çok sorumlu kişinin, zaman zaman inanmadıklarıkonular için de, kah yarim ağız kah tamporsiyon yalan söylediklerine tanık olabiliyoruz. Misal Etik Kurul Baskanı’nın halleri.
“Kur’an’a el basar mı?” diye sorunca CHP’nin laik ve çağdaşmuhalefetinin gazabını üzerime çekmeyi göze aldığımı bilmem fark eden oldu mu?O derece özveriliyim ki, o derece yani!
Kendisi iki rapor arasındaki farkın hiçbir ahlaklı insantarafından içe sindirilemeyen nedenini açıklarken “bir sürü yeni dosya veyeni sanık ifadeleri geldi” limanına atı kendini.
Heyhat!
Etik Kurul Başkanı Sayın Oğuz Atalay bir önceki EK’nın da üyesidir.Atalay , FB’liği herkesçe bilinen ve önceki kuruldan yeni kurula “geçebilen”tek kişi olmuştur.
Aklın ve vicdanın kabul edemeyeceği hukuk-yorum komedilerine imza koymanın karşılığının neolduğu sorusu elbette bir gün cevabını bulacaktır.
EK Başkanı Atalay, tarladaki işçileri kendi aklına izahedebilirken, anlaşılan bazı yabancı işçilerin Fb’li yöneticiler tarafından”kaçak yabancı işçi” statüsünde çalıştırıldığı sonucuna da ulaşmış. Tapeleri ve belgeleri okuyabilen 6-7 yaşındaki bir çocuk aklı bile ortada dönendolaplara vakıf olabilirken, Atalay ve arkadaşlarının “hukuki bağ kurulamadı”açıklamaları olsa olsa, yeni bir dans türünün eskiz çalışmaları olabilir.
Velev ki hepimiz kör ve sersemiz ve sanıklar, tarlalarda Kahe ve Emenike adlı yabancı işçilerle tarlaları sürmek üzereanlaştı. Acaba EK Başkanı bu işçilerinsigorta dökümlerini ve SGK’ya bildirimlerinin yapılıp yapılmadığını da sormagereği duydu mu? Öyle ya, kaçak işçi çalıştırmak yasalara aykırı!
Aynı kurulun iki ayrı raporu arasındaki utandıran farkı izahederken “ Ama elimize yepisyeni belgeler geldi, tanık ifadeleri de aldık, obakımdan bazı şeyler şey etti” açıklamaları da ilerde kabak gibi ortaya çıkacak YALANLARDIR!
Toplumu alenen salak yerine koyanlar da en az bizim kadarbiliyorlar ki, hem sanık ifadeleri, hem tapeler hem de ek belgeler, ilk dosyanıniçinde de vardı. Birinci dosyada olup da ikincisinde olmayan tek şey olsa olsa,suçlanan sanıklarla “yüz yüze gelmenin Yusufetkisi” olabilir. Mabad hanesini Kapıkule’yeyüzünüzü de Doğu’ya doğru çevirdiğinizde , tüm dolaplar bir dönengeç şıklığında “şapşal çılgınlar matinesine” dönüşebilir, lakin Modern Dünya bir şey uydurmuşlaro güzelim dolapları ahlak havuzunda eritip geri kazanılmış şemsiyeler olarakdirek ev adresinize yolluyorlar.
Ahmet Altan’ın “Ben “iyi Müslüman” diye,davranışlarını dünyevi şartlara göre değil, inancına ve ilkelerine görebelirleyen insanlara diyorum” cümlesi sayın Atalay nezdinde biritibar kazanır mı bilmiyorum, ama mütedeyyin bir insan olarak bilinen Atalay’danşunu talep ediyoruz;
Size vekurulunuza bu rapor sürecinde herhangi bir kişiden ya da kurumdan “herhangi birbaskı” gelmediğine dair Kur’an’a el basar mısınız?
“SELO UEFA FENA KILAVLAMIŞ!”
Ligimiz mavilerle yeşillerin mutlu edildiği bir kapanışlakepenkleri indirdi. Şimdi gözler RıdvanDilmen tarafından oluşturulan TAHKİM KURULU’nun ve elbet daha önemlisi UEFA’nınvereceği karara çevrili. Ama bilinmelidir ki Rıdvan Dilmen’in can arkadaşı veFB “lehdarı” Engin Tuzcuoğlu TAHKİM’inin vereceği karar çok da umurunda değilUEFA’nın.
Başlıktaki “gılavlama”nın ne demek olduğunu Trabzon veRizeliler iyi bilir. UEFA’nın merkezi Nyon ile Cenevre ve Lozan üçgeninde, yaniLeman gölü havzasında iş yapan çocukluğumun “kanka”sı, işi gereği haftada en az2 kez girip çıktığı UEFA binasından , kulağına takılanları benimle depaylaşıyor.Kendisi futbol işlerinden pek hazzeden biri olmadığı için, bizimgündemimizin birinci maddesinin O’nda “anlamlı” bir karşılığı yok.
Kendisi bir iki hafta önce sorum üzerine, UEFA’da çalışanherkesin Türkiye’de şike yapıldığına ve iktidarın FB’yi korumak için her şeyi yaptığına inandığını, ama patronun (Platini)her şeyin farkında olduğunu ve en ağır cezanın verilmesi için talimat verdiğini “Selo UEFA fena gılavlamış oğlum”la söylemişti.Emin olmamakla birlikte Türkiye’ye 3-5 bazı takımlara da 5-8 (biz FB anladık)cezanın verileceğini , duyduklarından, aktarmıştı.
Ismarlama haberleriyle ünlü gazeteler ve siparişçi gazetecilerinimza koydukları “yalanlar” üzerine kankamıaradım. “Yeni bir şey yok” dedi , “Salı günü disiplin kurulundaki bir müfettişesordum, cezalar belli açıklanması bekleniyor dedi ”
Cezalar belli, açıklanması bekleniyor. Bana ya daısmarlamacı gazetecilere inanmak da sizin seçiminiz.
UFUK ÖZERTEM!
Sadri Şener’e “acıyan” kişi kendisi. Valla ben de olsamacırdım Şener’e. Oturduğu yerden ayda 50bin Tl alan adamın, haramiler ordusuna karşı savaşan bir Don Kişot’a acımasınormal değil mi. Ne bir çıkarı var ne de yaranması gereken efendileri!
Yazıya Müzik: Kolik Ahmet dedemizden…http://www.youtube.com/watch?v=kvAD5boIrdU&feature=related
Bir Cevap Yazın