TT Arenaya asılan iki pankart vardı, birinde şikeciler bir kez daha teşhir ve rezil edilirken, diğerinde de konuk Trabzon’a Juventus başarısı dileniyordu. İki takım elele tribünleri de selamladı, bu da güzel , lakin başlama düdüğüyle herşeyin biteceğden ve korakor mücadelenin başlayacağından kimsenin şüphesi yoktu, tabi şikecileri bilemiyoruz, işletim sistemleri farklı,malum
Maç öncesi olası kadro üzerine konuşurken bir twitdaşım “Abi Henrique gününde olursa maçı alabiliriz, yoksa şansımız yok” dedi. Bir an düşündüm, haksızlık yapmak da istemeden, herkes gibi. Şunu sesli düşünmeden de edemedim; ayağında herhangi bir topu 2-3 saniye tutmayı beceremeyen Henrique “gününde” değil de “ayında” olursa Trabzon kazanabilir
Maç öncesi kesin favori G.S gibi görünse de, dakikalar ilerledikçe MRA’nın sahaya kendi kompakt oyun anlayışını yansıttığını ve oyuna en az rakibi kadar ortak olduğunu gördük. Colman’ın özel çabasıyla yarattığı pozisyon ilk yarının en önemli pozisyonuydu ama Arjantinli kendi kalitesinin altında bir vuruşla topu dışarı attı. İlk yarının en güzel hareketi kuşkusuz Sneijder – Onur gösterisiydi.
Yan hakemlerin ve özellikle de kıdemli yan hakem Serkan Ok’un da katkılarıyla GS ikinci yarıya baskı kurarak başladı. Orta sahasında Colman dışında hücuma yönelik pas düşünceli oyuncusu olmayan, üstelik Zokora gibi 4 geri 1 ileri vitesli ile Aykut A gibi standart 2. vitesli 520 Man kıvamında iki “yükü” taşıyan Trabzon için gol ya karambole kalmıştı ya da Yusuf’a atılacak ara topuna. Buna karşın GS’nin elinde çok sayıda alternatif vardı. Burak Yılmaz’ın şans golüyle de skor avantajını da yakaladılar. Bu gol öncesi “ayında” olmayan Henrique’in kaçırdığı pozisyona değinip ekstra sıkıntı yaratmayalım şimdi.
Olcan’ın kendi yarattığı, Burak’ın da şans ve fırsatçılığı ile peşpeşe gelen golleri , klasik ” TRB-GS maçları zevkli geçer” ezberine katkı yaparken, Yumlu’nun direkten dışarı giden topu Trabzon’un oyunu bırakmayacağının işareti oldu
Colman’ın Riera’nın tahrikine kapılıp hakeme yakalanan yumruğu ile 10 kişi kalan Trabzon’un puan umudu artık mucizeye kalmıştı, mucizeler devri de epeydir kapandığı için Fenerbahçe ve Kasımpaşa’nun puan kaybettiği haftanın kazananı ev sahibi oldu.
Bu kadroyla beklenenden fazla puan toplayan MRA ve ekibine düşen, yönetime mutlaka takviye baskısı yapması ve ligin ikinci yarısında lig ikinciliğini kovalamasıdır.
Onur’a bir cümle yazılmasa ayıp, Onur kardeş , şu an Dünya liglerinin en iyi 3-5 kalecisinden birisin, lütfen böyle devam et.
Son söz;
Yenilgiye rağmen Trabzon takımı çok iyi mücadele etti ve gelecek için ümit verdi. 3-4 direk takviye ile çok şey değişir.
COLMAN’IN KIRMIZISI!
Noel öncesi bilerek kımızı gördü eleştirisi yapanların ya zekası kıt ya da vicdanları kör.
1-Noel 24 Aralık’da yaşanıyor ve oyuncu kulübü izin vermezse zaten gidemez.
2-Oturduğu yerden racon kesenlerin kaçı, yüzüne darbe alan Colman gibi ayakta kalıp tepki göstermeyi seçmek yerine kendini yere atarak hakemden “mağfiret “dilerdi, delikanlılar diyarın aynaya bakarak yanıtını versin bu sorunun
3-Yenilgiyi kabul etmeyen ender oyunculardan biri ve takımın toplam zekasını yukarıya taşıyan Colman’ı göndermek isteyenlere tavsiyem, ondan gelecek parayla Burak sahtekarını geri almalarıdır. TS’ye yakışan Colman “adamı” değil, Burak Yılmaz düzeyidir.
4-Hakem triosunun, FB’nin kopup gitmesi ve dolayısıyla da lağım ligin rekabetinin azalmasıyla “nemalanıcıların” zarar etmesini engellemek misyonuyla infaz içinde olduğunu görmeyip, Colman üzerinden niyet okuyuculuğu yapanlar, Gülünesi Aşklar, Milan Kundera, okuyun derim…
Bir Cevap Yazın