Arjantinli Cortazar’a da neredeyse tüm latin yazarlar gibi “semtin çocuğu” yakınlığım oldu hep. Düşünceli sarsak adımlarımla Kadıköy’ü adımlarken, özellikle gezi sonrası bir bir kapanan çarşı içi sahaflarından “direnen” birinin önünde durup, tezgaha dizili “ne alırsan şu kadar” kitaplarına gömüldüm, Cortazar’ın “Blow Up’ını görünce de hemen aldım
Sonra kitabı sol elime alıp parmaklarım arasında püfürdettim, ne demek istediğimi çoğunuz anladınız eminim, bir alışkanlıktır bende, eski kitaplara saklı ve hepsi de kendine özgü kokular olduğuna inanırım, onu arıyorum kendimce.
91. sayfaya geldiğimde işte bu yukardaki foto çıktı karşıma. “Uzaklıklar” başlıklı öykünün başladığı sayfadaydı fotoğraf. 8 Haziran 1966 da Elmalı’da çekildiğini söyleyen bir not düşülmüştü dibine, ben doğmamışım henüz.
Kitaba başlayınca da Cortazar’ın Roman – Öykü karşılaştırması yaparken kullandığı retoriğe takıldım kaldım, boks maçıyla yapıyordu tanımlamayı!
“Roman puan toplayarak kazanır, öyküyse nakavtla kazanmak zorundadır”
Fotoğrafın izini sürüyoruz…
Bir Cevap Yazın