“ben sizden değilim..”

Birkaç gün önce, kategorik olarak “orta alt izleyici” grubuna hitap ettiği reklam verenlerce “teyit edilmiş”olan  Star tv’de; temsilcisi olduğu kurumun kategorisine bile “gökdelen” hissi yaratan bir “puroğram” yayınlandı. Ve Trabzon camiası ayağa kalktı; zira başta sunucusu olmak üzere tüm katılımcılar “havuz” gösterip Trabzon’a vuruyordu.

 

Benim tarafımdan anlaşılmaz bir tarafı yoktu bu fotoğrafın; bir yanda Türk sporunun ve temiz rekabetin “goglisleri” ve sömürgeni üç hacimlinin temsilcileri; diğer tarafta da İstanbul odaklı “hacimlilerin” hep bana Rabbena kılıklı, çapsız  kapasitesiz Anadolu bayileri. Ne çıkacaktı bu malzemeden yani; elbette kusmuk ve cerahat. Öyle de oldu.

 

En baştan şunda anlaşalım;

 

Ulusal basın diye tüm Türkiye’ye yutturulan garabet aslında İstanbul basınıdır. Özellikle 12 Eylül sonrası doruğa çıkan lümpen kültürün ürettiği “Doğan görünümlü şahin” ler neyse, Ulusal görünümlü İstanbul medyası da odur. Bu pencereden bakınca da, Trabzon’a yönelik “hazmedememe ve ben yapamadım bu uşak ruhumuzla da yapacağımız yok, o halde yapanı da kendi çukurumuza çekelim” türü köylü vandalizmini anlamak mümkün olabiliyor.

 

Doğan görünümlü leş kargalarını da böylece resmettikten sonra gelelim asıl meselemize.

 

Sevgili Trabzonsporlular;

 

Trabzonspor İstanbul’un üç hacimli kulübüyle yan yana gelmeyi “resmileştiren” 4. büyük söyleminden ve batağından kendini kurtarmak zorundadır. Trabzonspor 4. büyük değil, ekonomik ve sosyal veriler göz önüne alındığında bu ülkenin tek büyüğüdür. Trabzon Dünya’nın en güçlü ve onurlu birkaç şehir takımından biridir ve Trabzon’u güçlü kılan budur.

 

Kardeşlerim;

Trabzonspor 23 yıldır şampiyon olamadığı için “onurundan” hiçbir şey kaybetmez, kaybetmedi. Aksine 23 yıldır şampiyon olamamasına rağmen taraftar sayısı ve sevgisi hiç azalmadığı gibi sürekli artış gösterdi. Bir “şehir”le bir “takımın” nasıl olup da böyle bir sevgi sarmalına girebileceğini kavrayamayanlar için asıl kabul edilemez olan budur. Trabzon’a saldıranlar biliyorlar ki, uşaklık ettikleri camialar böylesi başarısızlıklarda darmadağın olmaya adaydır. Kabul edemedikleri ve anlayamadıkları, dolayısıyla da kusmalarına neden olan gerçek budur.

 

Gönüldaşlarım;

 

Biz Trabzonsporuz, her şeye rağmen ve her koşulda bu ülkenin umudu olmaya devam edeceğiz. Bu bizlere verilmiş bir görev değil aksine varoluş gerekçemizdir. Bursa, Gaziantep, Sivas, Kayseri vb gibi; Trabzon’u ekonomik ve sosyal olarak 3’e 5’e katlayan kentlerin uşaklığı içselleştirmiş temsilcilerini “anlamak” da yine bize düşer. Zira biz biliriz ki; uşaklık ettikleri efendileri işleri bittiğinde onları da kağıt mendil gibi atacak ve maalesef  kaybeden Türk futbolu ve Türkiye olacaktır. Herkesin kabul edeceği gibi bir ülkenin zenginliğinin en büyük ölçütü insan karatının zaviyesidir. Biz bu kente hep güvendik ve yüzümüzü hiç kara çıkarmadı bu şehir.

 

Trabzonsporluya yakışan; gönüllerinden hiç eksik etmedikleri memleket sevgisini, demokratik tepkilerle dillendirip, baştan aşağı çamura bulanmışlara “kral çıplak” dedirtebilmektir.

 

“Sitar tivi”deki çukurlaşmaya benzer başka örnekler de yaşadık yakın zamanda. Yazılarıma ara sıra da olsa bakanlar hatırlayacaktır. Bu ülkenin geleneksel olarak en “büyük” spor sayfasına sahip olan gazetenin, milliyet’in, sayfalarında Trabzonspor’a alenen hakaretler edildi ve Trabzonspor Yönetim Kurulu’ndan ve Trabzon yerel basının dan tek ses çıkmadı! Asıl sorgulamamız gereken tavır budur; uşaklığı içselleştirenlerle vakit kaybetmeye değer mi?

 

“Büyük” yazar Nihat Genç’ten bir alıntıyla bitirelim.

 

ben sizden değilim, ben edebiyatı karşılıksız sevdim”

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s