Rize ile Giresun bir de Ordu bir de Samsun

İstanbul medyasının orta algı düzeyine yöenlik ezberlerinden biridir ; “Karadeniz takımları Trabzon’a hep “yattığı” için şampiyon oldu Trabzon, şimdi hiç biri yok, tabi olmuyor eskisi gibi”, türü. Biliyorum cümle kötü oldu ama hedef kitle açısından bakıldığında fazla bile aslında.

Trabzon’un şampiyon olduğu yılların tüm maç istatistikleri var, isteyen kolayca ulaşabilir , ulaşamayanlara bir amme hizmeti olarak ben gönderebilirim. Buy istatistiklere bakan her orta zekalı şunu kolayca görür; O yıllarda İstanbul takımları Karadeniz’den ne kadar puan çıkardıysa, Trabzon da o kadar çıkarabilmiş. Rekabetin en üst düzeyde yaşandığı maçlar hep Karadeniz maçları olmuş. Babam 10 yaşında Çimento Fabrikası’nın İkinci Dünya Savaşı artığı MAN otobusu ile beni Ordu’ya maça götürdüğünde, “deplasman” ne öğrenmiş ve 0-0’lık skorla alınan bir puanın nasıl sevinç yarattığına masum gözlerler tanıklık etmiştim. BU yüzden bu medya ezberinin, bir kısım yeni nesil hariç, bile istiye pompalandığına inanırım. Niyet; Karadeniz takımları arasına nifak tohumu ekip, mertçe mücadeleyi psiklojik baskı altına alarak İstanbul takımlarına destek sağlama çukurlaşmasıdır. Burda kapatalım ilk faslımızı..

Trabzon şampiyon olup ikincilikleri bile başarısızlık olarak dışlarken; ligde kalabilmeyi yüz yılın futbol başarısı olarak gören “komşu” şehirlerin kanaat önderlerinin, sosyolojik ve ruhsal analizlerini yapmak bize düşmez, bize düşen tarihe tanıklık ederken kuşatıcı sevgimizi ayrımsız tüm ülkeye sunmak ve “biz yaptık siz de yapabilirsiniz” özgüvenini , iktidar edenlere inat, kardeşlerimize aşılamaktır.

Giresun’la Rize oynadı bu hafta, izledik. Oğlum Kuzey’le Kadıköy’deki lokalin kapı eşiğine ayağımızı koyduğumuzda, ekranda üst köşede ” 1 – 0″ yazısı vardı. Kuzey eşiği aşıp içeri firdiği an, Giresun kendi kalesine gol atınca oyun dengelendi. Maçı izleyenler Karadeniz karmasıyıd, her ilden var; Rize, Artvin, Tokat, Giresun, Trabzon, Samsun, Ordu, Amasya bile hatta. Bir de ünlü güreşçimiz Salih Bora, dünyanın en sempatik insanlarından biri..

Rize’li bir abimiz sevinmeyi abarttı, yazbaşı danaları gibi atladı durdu bayram coşkusunun da gazıyla olsa gerek. Ama beraberlik iki takıma da yaramıyor, Rize iddialı Giresun iddialı olmak istiyor madem, boşa atılacak kurşun yok.
Bu Rizeli abi Kuzey’i kucakladığı gibi havalara kaldırdı, “ula yerum senun liliganiiii” adlı yöresel türküyü söylemeye başlamıştı ki birden durdu;
“Galibiyetin anahtarını buldum ben, ula tornum dışarı çik da bi daha gir bakayım içeri” dedi, ben de fırsattan istifade Rıhtım Caddesi’nde bıraktığım arabada unuttuğum telefonumu almak için Kuzey’i de alıp çıktım. Hepi topu 10 dakika sonra döndüğümüzde maçın son dakikalarıydı ve ben Rizeli abiye seslendim, “Kuzey döndü, ahan da adımını atıyor eşiğe” demeden , hakem penaltı kararını verdi. Gol oldu sonuçta ve Kuzey Rizelilerin ellerinde, havalarda geçirdi birkaç dakikayı, sonra lokal işletmecisi Hayati Aksu zuladan “özel” çikolata çıkardı Kuzey’e, Giresunlu bir abimiz, yeğeni sahadaydı 11 numara ile, Rize’nin penaltısının hakem ikramı olduğunu söyled, izledik tekrar, ikramdan fazlası, ceza sahasının yarım metre dışından penaltı üretmiş hakemler… Orta hakem Cüneyt çakır’ı yan hakemi yemiş resmen. Sonra Trabzonspor’dan tanıdığımız Hasan Üçüncü’nün Çakır’a hal-hatır sorup kızardığını izledik. Olağanüstü birşey olduğunun farkındaki Kuzey, “baba yanniş oldu diy mi” dedi, e Hasan açısından evet oğlum, hakem açısından da evet, ama bir de Rizesporlulara sormak lazım. Hata lehinize bile olsa dik durabildiğiniz ölçüde açıktır yollarınız, demek lazım belki..

“Giresunspor’u mafya ele geçirmiş” dedi Giresunsporlulardan biri. Mustafa Kemal Atatürk, sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severdi, malum, acaba yöneticinin hangi modeline sıcak bakardı Atatürk? Çağdaş yüzü ve seçimleriyle, Karadeniz’de hep bir adım öne çıkan “Çağdaş Giresun”, nasıl olur da takımını ve kimliğini kolayca teslim eder?

Yalandır! Giresunspor ve Giresun geleneği takımını ve şehrini satmaz. İzleyip göreceğiz…

Maçı kısaca yorumlarsak;
Seyircisizlik iki takımı da kötü etkiledi, diğer takımları çok bilmiyorum, ama bu haliyle diyelim ki iki Karadenizli de lige çıktılar, süper ligde 10. haftada ikişer puanla ligin dibine demir atarlar. Karadeniz’de futbol muthiş bir gerileme içinde. İzlemediğim Ordu’nun her iki takımdan da daha iyi ve süper lige yakın olduğunu söylesem ne alaka diyenleriniz olacaktır. Ama çok alakam var, çok..

TRABZON GAZİANTEP MAÇINDA FORMA SÜRPRİZİ OLUR MU?
Çağdaşlık şekille değil, eylemle
Anlam kazanır. Forma sürprizi de olur elbet.
Güzelleşir Avni Aker.
Lakin aslolan güzeli hakim kılmak evrene, yeter mi gücümüz bilinmez.
Ama insana yakışan bu ideale hizmet etmek olmalı.
“Meğer aşk imiş her ne var alemde”, boşa söylememiş Fuzuli.
…….

Solaklık alametlerinden bir örnekle bitirelim;
Rize’den açıldı, Rizeli gazeteci bir arkadaşımız-dostumuz var, geçenlerde ikinci kez evlendi, “Allah tekrarını nasip etsin” duaları arasında hem de. Bir halı saha maçımız öncesi şöyle demişti Tuncer; “La oğlum şormamla fortum kayboldu”
Kendisi solaktır…

Bu yazının müziği: Derule: Barış Manço

Yorum bırakın