07 Nisan 2008 Pazartesi
(“Kara Gömlekliler” tanımlaması Türk Futbolunun duayenlerinden Özkan Sümer patentlidir)
GENÇLER DE HAKEM KURBANI
Bu haftadan arşivlere hakem hataları kalacak desek, hay allah ne tesadüf ki yine hacimliler lehine, kimsenin itirazı olmaz sanırım.
Bir gün önce Fenerbahçe lehine verilen “uyduruk” penaltıya olmadık eleştiriler getiren Galatasaray ve BJK camiaları; maç 0-0 giderken ofsayt diye kesilen yüzde yüzlük Gençlerbirliği “golüne” ne diyecekler. Ya “Sarbi”nin, rakibini aşağılarcasına itişine nasıl kıvıracaklar? Ne diyecekler, hiç..Yıllardır süregelen 3 hacimli ninnisi; tartışılan karar lehinizeyse “hakem hatası”, aleyhinizeyse “bize karşı komplo var”dır, nasıl olsa. Bu ülke 40 yıldır bu türküyü dinliyor ve bıkmadı, bıkacağı da yok. Zira bu futbol kültürü “başkaldırıya” uygun değil, yaşasın statüko!! Bu düzene çomak sokan tek “marka” Trabzon kendini yiyip bitirme sürecine tıkanmış kalmış, meydan boş..
Galatasaray bu maçı kazanıp Lİncoln’u kaybetse de (Haftaya Trabzon maçında cezalı) yarışın içinde kalmayı başardı. Gençler ise hakettiği puanı alamadan tamamladığı 90 dakka sonrası düşme korkusunu biraz daha yakınında hissetmeye başladı.
Futbolu yazmaya kalksak işimiz zor. Herkesin, haklı da olsa, bahanesi hazır: Zemin çok kötüydü!
Zemin çok kötüydü de; orta sahalar çok mu iyiydi, forvetler kıpır kıpır mıydı, kaleciler kusursuz, hakemler standart üstü müydü!? Bizim düzeyimiz bu işte, birbirimizi kandırmayalım. Zeminin hal-i pür melali de Ankara’nın utancı olsun, eksikliği varmış gibi..
SİVAS 6 PUAN DAHA KAYBETTİ
Yılın “enteresanı” Sivasspor, zirve mücadelesinin olmazsa olmazı 6 puanlık bir maçtan daha başı önde ayrılarak büyük maçların gerilimini kaldıracak bir “düzey” tutturamadığını bir kez daha gösterdi. Tribünleri dolduran kırmızı beyaz sevgi, takımlaırnın yenilgisinden çok, kolu kanadı kırık İstanbul temsilcisi karşısında son 10 dakika hariç baskı kuramayışına daha çok üzülmüştür sanırım. Bir takım yener yenilir, lakin “rakiplerine” bu kadar kolay teslim olursanız apoletleriniz çok kolay sökülür. Bu skor aslında ligin dördüncüsünü belirledi denebilir..
BJK, iki haftalık travma ekseninden bu 6 puanlık oyunla kanatlanmayı ve şampiyonluk hedefini diri tutmayı başardı. Aslolanın şampiyonluktan çok şampiyonlar ligi hakkı olduğuna inanan biri olarak, kartal’ın da en az Galatasaray kadar ikincilik şansı olduğuna inanıyorum. Delgado’suz BJK Sivas’tan 3 puanı play steyşin rahatlığında çıkarabiliyorsa, bu takım çok daha fazlasını yapabilir..İk kez 90 dakika izlediğim Aydın Karabulut şimdiye kadar neredeydi Sayın Sağlam? Kartal’ın bu “yeni” oyuncusu, sahanın en iyisiydi dersem, itiraz eden olur mu?
Minik bir ayrıntı; ikinci yarının ortalarında bir hava topuna çıkan Çetkov, Rüştü ve İbrahim Kaş’la birlikte yere düştü. Ceza sahasında her düşüşte olduğu gibi tribünler “penatı” beklentisiyle ayağa kalktı, anlaşılır birşeydir, eyvallah. Ama pozisyon sırasında ekranlara düşen “Bülent Uygun” fotoğrafı, tribünlere oynayışın master görüntüleri olarak belleğimize kaydını düştü. Pozisyonun penaltıyla uzaktan- yakından- kıyıdan-kenardan hiç ilgisi yoktu, ama Uygun öyle bir fotoğraf verdi ki, sanırsın Fener’in Kayseri maçındaki penaltısına Tolunay tepkisi!! haklılığı? Ağır ol hocam, değmez..
Hakem Barış Şimşek iyi bir maç çıkardı. Avantaj kuralını işletme doğrusu ve kasti hareketleri cezalandırması kadar, Cisse’ye gösterdiği kart için de bir övgüyü hak ediyor
FENER HAKEM KARARIYLA!
Açıkhavada sergilenen Yağcıbedir halılarını görmek içim gittiğim Ataşehir’de mutat haftalık altılı ganyanımı da oynadım. Fenerbahçeli Semih’in de sık ziyaret ettiği bu mekanda Galatasaraylı bir arkadaşa rastladım, yüzünde gülücükler..İlk yarısını izlemediğim Fenerbahçe – Kayseri maçında devrenin Kayseri’nin 1-0 lık galibiyetiyle bittiğini söyleyince yüzde açan çiçeklerin menşei belli oldu. “Çok sevinme” dedim, “Fener ne yapar eder bu maçı çevirir”. Güldü sarı kırmızı ; “Bu kez çok zor abi, Kayseri çok iyi oynuyor, Fener de tık yok, oh canıma değsin” dedi, “Valla yerinde olsam bu kadar emin olmazdım, Deiwid, Alex ve nöbetçi golcüsü olan bir takımdan söz ediyoruz, Kayseri’nin en iyisi de yok üstelik” dedim, tınlamadı. O dev ekranına ben Yağcıbedirlerime yöneldim.
Halıları seyrederken penaltı bağrışları üzerine dev ekrana doğru yönelip maçın geri kalanını izledim. Nedense bu maçın böyle biteceğine ben de inanmaya başladım ama işte Deiwid’in asisti ve Semih’in bildik işlevi Galatasaraylı arkadaşımı isyanın eşiğine getirdi ve aynen şunları söyledi: Abi ben artık şuna inandım ki, Allah bile Fenerli!!
Ne dersiniz, Galatasaraylı arkadaşımız haklı mı?
Tanrı’yı bilmem ama ligimizin en basiretsiz hakemlerinden biri olan orta hakemin, ki kendisi hakkındaki görüşlerim arşivlerde duruyor, en azından dün gece için “Fener’den yana yontmadığını” kim söyleyebilir? Bu sistem omurgalı hakem üret-e-mez, görüldüğü üzre..
Trabzon 6. sıraya yükseldi!
Trabzonspor Denizlispor’u 2-0 yenerek rakibini alaşağı edip 6. sıraya yükseldi!!
Çok değil birkaç yıl önce böyle bir cümle kursaydık ironi olurdu şüphesiz, ama maalesef bu sezonun gerçeği bu, Trabzonspor’un bu yıl yükselip yükselebileceği, görüp görebileceği en yüksek tepenin adı, 6.lık.
Denizlispor 5 önemli “isyancı” eksikliğine rağmen, oyuncu kalitesiyle olsa gerek oyunun bir çok bölümünde kontrolü elinde tutmayı başardı ama bu başarıyı skorborda taşıyamadı. Umut yine tüm iyiniyetiyle çabalarken, Barış Memiş yaptığı tek vuruşla bir golün nasıl rahatça atılabileceğini gösterdi. Tolga, Tayfun, Hasan ve Çağdaş vasatı yakalarken, Yattara’nın hakemle oynama huyunun artışına, üzülerek, tanıklık ettik.
Bu kadroya 5 değil 15 takviye gerek diyenleri mahcup edecek bir fotoğraf arayanlar Avni Aker’den Yavuz Selim’e uzansa daha az üzülürlerdi, kuşkusuz.
41 Kere maşallah. Trabzonspor 41 puana ulaştı ve 6. sıraya yerleşti. Ersun Yanal’a düşen bu saatten sonra genç oyunculara çok daha fazla şans verip yarım adam olsun kazanmaya çalışmak olmalı.
Sahada sarı göynekli biri vardı, kim olduğunu ne iş yaptığını çözen oldu mu?
RİZE VEDA MI ETTİ!?
Kendi sahasında oynadığı hiç bir kritik maçı kazanamayan Rizespor, en yakın rakibini de yenemeyerek lige vedanın güçlü sinyallerini verdi. Maç kazanamama hastalığından kurtulacak formülü bir türlü üretemeyen yeşil mavililer, Samet Aybaba’nın istifaya “zorlanışının” bedelini ödüyor ve ödeyecek gibi. Aybaba doğrusunu Arıca yanlışıyla değiştirirseniz, kötü son kaçınılmazdır. Altan’ın kadro dışı kalışı da oldukça düşündürücü, Kasımpaşa deplasmanından 3 puan çıkaramazlarsa, yandı gülüm keten helva.
BURSA SIRATTAN GEÇTİ
Kalitesine ve potansiyeline hiç yakışmayan mücadeleler içine giren Bursaspor, Manisa önünde 6 puanlık bir sonuç üreterek ligde kalışını büyük ölçüde ilan etti. Kalan maçları görece zor olsa da, ligde kalma mücadelesinden çok zirve mücadelelerine layık gördüğümüz bu şehrin kendi potansiyeliyle eş bir düzeye gelmesi en büyük dileğimiz. Bu arada bu maçta Romaşenko laçkalığını “affetmeyen” Bünyamin Gezer’e de verdiği hakemlik dersi için teşekkürümüzü iletelim.
Kayıkçı kavgası bahanesiyle havlu atan “Vestel” depremiyle şakülü kayan Manisaspor bu maçtan 1 puan çıkararak lige tutunma çabasını diri tutmak istese de, birkaç yanlıştan bir doğru çıkarmanın zorluğu onların da peşini bırakmıyor. İşleri zor..
GAZİANTEP ŞANSIYLA
Şehir potansiyeliyle saha içi performansları altı kaval üstü şişhane olan takımlardan biri de Gaziantep. Trabzon karşısında aldıkları mağlubiyetin hemen ardından “Ankaragücü çok iyi takım” tesbitimizi doğrularcasına skorlar üreten Başkent ekibi, baştan sona üstün oynadığı maçı son dakika golüyle kaybetse de alkış alırken, 3 puanı da daha çok ihtiyacı olan ev sahibi kazandı. Bana göre ligimizin en “dişli ve üretken” orta sahalarından biri olan Bülent Bölükbaşı sakatlığı sonrası takımını ve şehri yeniden sırtladı götürüyor.
KASIMPAŞA OHH PEŞİNDE
Oftaş’tan 3 puanı kurtaran Kasımpaşa, eğer bu hafta sahasında oynayacağı Rize maçından da 3 puanı kurtarırsa, ciddi ciddi lige tutunma mücadelesine katılacaktır. Herkesin sessiz düşüncelerinden biri olan “Kasımpaşa direniyor ama, bişe olmaz yaw, düştüler” yanılgısının dönüşü bu 3 puan olacaktır. Bu arada Uğur hocaya ve sempatik başkanlarına kalbimizin derinlerinden selamlar yollayalım.
Bu haftayı , bir Hasan Güngör imzalı “Madur” dörtlüğü ile bitirelim
“Soluğum kesilir de bir gün dönmezsem geri
Anla ki bir yerlerde üflemişiz feneri
O gün dalsın bakışın ufkun ardına gitsin
Kırlarında fazladan beyaz bir “vargit” bitsin”
Madur: Doğu Karadeniz’in Büyük İskender ordularının dönüşünde denizi gördükleri efsane dağı.(Yaylamız)
Vargit çiçeği: Karadeniz yaylalarından dönüş zamanı açan bir yayla çiçeği. Bu çiçek, yayladan dönüş vaktinin habercisidir
Bu dörtlüğü okuduğum “Madur’un en güzel kızı”, Vargitlerin türküsünden hatırlayabildiği bir dizeyi ekledi;
“Varın göçler varın gidin / Dağlar yine bize kalsın”
Madur’un en güzel kızı, annem olur:)
Bir Cevap Yazın