Galatasaray kazandı ya kaybeden kim?

05 Mayıs 2008 Pazartesi

Bu yazıyı kaleme alırken, yani önüme sere serpe uzanmış klavyeden parmaklarımın marifetiyle uygun harf evliliklerine çöpçatanlık ederken henüz hiçbir �İstanbul Neşriyatı�na bakmadım, algım dumurum sabah tazeliğinde..

Sivas � Galatasaray maçı sonrası atılan manşetlerin tamamı, istisnasız tamamı �Galatasaray kazandı� ana fikri üzerinedir. Kazanan hep haklıdır ve manşete çıkmayı da hak eder diyenlere uygun yerimizle gülüp hatırlatalım; kazanan Sivas olsaydı manşetlerin öznesi aynı kalacak, yani �Galatasaray� kazanmayacak, kaybedecekti. Yani varsa yoksa esas oğlan, Sivas da ne ki?

Bu öznel rahatsızlığımı yukarıya post it gibi asıp devam edelim.

Sera domatesi tadındaki ligimizin şampiyonu olarak ilan edilmesine bir hafta kalmış Galatasaray”ın (Oftaşlı kardeşleri küçümsüyor gibi olmayalım, genel eğilimden referans alıyorum. Gerekirse! rakiplerine deplasmanlarda gol yağdırabilen bir gelenek, kendi sahasından 1 puan çıkarır sanırım) yediği golleri görüp de, hala, �Türkiye”de üst düzey futbol oynanıyor, futbolumuz gelişiyor diyenleri, Bakırköy civarlarına bir hava almaya yönlendirmek gerek. Hele ikinci Sivas golündeki sarı kırmızı acziyeti, mahallemin takımı Değirmenderespor gösterseydi, o defans oyuncuları değil halk içine çıkmak, ev ahalisinden bile saklanırdı! Bu nasıl bir profesyonelliktir, anlayan bana da anlatıversin gayri..

Galatasaray; tüm sezon boyunca sadece iki “FİNAL” maçını kazanarak, evet yanlış okumadınız sadece 2 maç, Fenerbahçe ve Sivas”ı yenerek bu ligin şampiyonu olmuştur! Bazı okurlarım bunu bir hakaret olarak algılamış, asla, bir yergi var elbet ama bu Galatasaray’a değil, futbolumuzun kalitesine! yönelik bir eleştiridir.

Sivasspor; tüm sezon boyunca kazanması gereken hiçbir maçı kazanamayarak, 22 galibiyete rağmen, bu ligin 3. veya 4.sü olmaya mahkum etmiştir kendini

İddia ediyorum, Sivasspor”dan Mehmet Yıldız”ı çıkarırsanız geriye Kasımpaşa bile kalmaz!

Ligimizin buldozer santrforu Mehmet Yıldız, inanılmaz özverisi ve gücüyle tüm Sivas”ı sırtına aldı ve bu noktaya kadar taşıdı. Final oyunlarında da özgüveni ve gücüyle takımını ateşlemeye, taşımaya çalışan Mehmet Yıldız”a, maalesef hiçbir arkadaşı layığınca destek verememiş ve bu 6 puanlık oyunlardaki Mehmet Yıldız yalnızlığı, Sivas”ı bugünkü tabloyla yüzleştirmiştir. Sivasspor bu gurur verici tabloyu önümüzdeki yıllara da taşımak istiyorsa, Mehmet Yıldız”dan kesinlikle vaz geçmemeli ve birkaç kaliteli isimle takımı takviye etmeli.

Bu arada PAF ligi şampiyonu olan genç “yiğidoları” hararetle kutluyorum. Ülke ve haliyle Sivas futboılunun geleceği de bu çocuklardır. Zira onların başarısı, gelecek vaad eden kim varsa İstanbul’a “toplamaya” çalışan çarpık futbol felsefemize atılmış bir yiğido şamarıdır! Trabzonspor alt yapısını yıllardır “organize” eden ve bu markayı bölgesel liglerde bile sıradanlaştıran kerameti kendinden menkul zevatın, bir zahmet Sivas’a kadar uzanıp bu başarıyı iyi incelemelerini dilerim.

Galatasaraylılar için bu �muhtemel� şampiyonluk da, tıpkı geçen yılki gibi, �bu sene de bizden bişe olmaz�lı cümlelerin mürekkebi kurumadan kazanıldı, yani yolda bulunmuş gibi oldu. Fenerbahçe”nin Avrupa çimlerine taşıdığı kaliteyi gördükten sonra handiyse tüm Galatasaraylıların, haklı olarak, �Şampiyon Fener olur, çok iyi top oynuyorlar� realizmi; sarı lacivertlilerin Avrupa önceliği nedeniyle yaşadıkları konsantrasyon kaybıyla puan kayıplarına dönüşünce önce �acaba� sonra da �neden olmasın�a, ardından Ali Sami Yen”den çıkarılan 3 puanla gerçeğe dönüştü, ya da dönüşmek üzere..

Sezona Avrupa sahalarına taşınmış sarı kırmızı çileyle giren, marka değeri kendisiyle ölçülemeyecek rakiplere boyun eğen, hocasıyla camiasıyla sorunlar yaşayan ve nihayetinde hocasız kalan Galatasaray”ın bu �muhtemel� şampiyonluğu camiayı elbette sevindirecektir, sevindirmelidir de..Lakin şu Galatasaray fotoğrafı bile, boynuna şampiyonluk çelengini takabiliyorsa, vah Türk futbolunun haline..

Şampiyonluğu hiç yoktan kaybeden Fenerbahçeliler kendilerine şunu sormalılar;

Türkiye ligindeki şampiyonluk çetelesine bir çentik daha atmak mı, yoksa �Sevile Berberi�nde damat traşı olmak mı?

MANİSA”NIN VEDASI

Manisaspor bu lige veda ettiyse bunun iki temel nedeni var!

Manisaspor bu yıl çok önemli iki sınavında da, �kaybeden� olduğu için lige tutunması çok zordu.

Oyuncu kalitesi olarak ilk 5 içinde olması gereken Tarzanların ilk önemli maçları sponsor firma Vestelle oldu.

Trabzon- Sivas maçında yaşanan çirkinlikleri, �beklentileri karşılayamayan ama çekilmek için de uygun bahane bulamayan sponsor firma� kurnazlığıyla buluşturan Vestel, takımı ve kenti bir anda gazı kaçmış kolaya çevirdi.

Bu ayıbın ardından Manisa şehri ikinci maçına çıktı! Ve bu maçında da Giray Bulak gibi takımı çok iyi tanıyan ve oyuncular tarafından çok sevilen hocasıyla yollarını ayırdı!

İki �tarihi� yanlıştan süper lig çıkmaz, çıksa çıksa lig a çıkar..
Tarzanların, hatalardan dersler çıkarıp yeniden layık oldukları yere dönmelerini dilerim..

OLİMPİYAT’TAN TRABZON GEÇTİ

Trabzonspor açısından bu maçın skor yönünden çok da önemi yok malum. En iddiasız olduğu maça bile şampiyonluğa oynayan takımlardan çok seyirci çeken Trabzonspor sevgisi, aslında şunu anlatıyor: Ben Trabzonsporum, beni sevenlerle aramızda koşulsuz bir sevgi vardır ve bu sevgi futbolla sarmalanıp bir hayat biçimine dönüşür. Taraftarımla aramızdaki sevgi, mevcut taraftarlık tanımlarıyla anlatılamaz, haliyle anlaşılamaz.

Maç yorumuna geçmeden, ligin iddiasız iki takımına da, kora kor mücadeleleri için futbol adına teşekkürlerimizi gönderelim.
Maç orta hakemle Hüseyin arasındaki yorum farklarıyla başladı, haliyle hep hakemin dediği oldu. İBB ilk kornerinde ilk Trabzon defans hatasını ve ardından golü buldu.
Çift santrfordan biri Ergin de olsa, Umut’un veriminin nasıl arttığını üst üste yaşanan pozisyonlar ve iki golle hep birlikte izledik. Teknik adam doğrusu, vasat isimlerle bile futbol doğrularını buluşturabiliyormuş, demek ki.

Maçın yıldızı hiç kuşkusuz Tayfun’du. Adriano’ya ters ayakla yaptığı penaltılık müdahale hakem yanlışıyla kişisel istatistiklerine kaydını düşmese de bu oyuncunun hakkını teslim etmemiz gerek.
Uzun sakatlığı sonrası ilk kez forma giyen Musa Büyük, hücum yönüyle ne kadar zenginse, savunma konusundaki eksiklikleri de o kadar eksik bir oyuncu fotoğrafıyla uzun bir ara vermişti. Böylesi ağır bir sakatlık sonrası yine de çok başarılı bir dönüş olarak algılanabilecek Musa Büyük performansı, savunma melekelerinin geliştirilmesiyle, sağbek ihtiyacını sonlandırabilir.

İBB de başta Erman olmak üzere tüm takım alkışı hak ediyor.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: