24 Ağustos 2008 Pazar, 00:25
İki İstanbullu’nun sahne aldığı Cumartesi gecesinden bana kalan Gaziantep’in ‘taş’ gibi takımı ve Denizli’nin Trabzon’da beğenilmeyip postalanan alt yapı ürünü sol beki Çağlar Birinci’nin performanslarıdır.
Galatasaray’ın maça neden Arda’sız başladığını anlayamadım. Bir sakatlık söz konusu olsa bile 45 dakika oynayabildiğine göre, maça Arda ile başlar ve ilk yarıda koparmaya çalışırsın. Skibbe ne düşündü bilemeyiz. Bildiğimiz takımının tat vermediğidir. Farklı skor kimseyi, en başta da sarı-kırmızılıları aldatmamalı. Yürüyerek ancak 10 kişi kalmış sıra takımlarını yenebilirsiniz, ama mesela Steau Bükreş bir sıra takımı değildir.
Denizlispor belli ki dar bir bütçe ile giriyor sezona. Umalım ki şansları yaver gider, zira yürüyen bir rakibe direnirken bile zorlanan bir takım fotoğrafından, temsil edilen kenti mutlu edecek çok az oyun çıkar. Trabzon’dan aldıkları Çağlar’ı izleyince, nedense aklıma Serkan Balcı geldi. Çağlar’ın oyuncu kumaşı birkaç Serkan edebilir, ama yıllık ücretleri yan yana koyduğumuzda acı bir tebessüm, hadi hakkını verelim, bir kahkaha tutturmak gerek.
Fenerbahçe için Marco’nun ne demek olduğunu göreceğimiz maçın Gaziantep maçı olacağını düşünmüyordum. Marco’nun yerini doldurmak için alınan Maldonado kusura bakmasın ama, değil Marco’nun, şu göbekli halimle halı sahada benim yerimi dolduramaz. Fenerbahçe’yi idare edenler açısından bir erken uyarı sayılabilecek bu maç ve Maldonado’nun performansı, ‘bir musibet bin nasihatten iyidir’e referans olabilir.
Bir de Mehmet Yozgatlıyı gönderip onun kötü bir kopyası olan Burak Yılmaz’ı almak hangi aklın ürünüdür ayrıca merak ederim. Emre Belözoğlu oynamadığı için yorum yapamayacağım. Oynamadı, ısrar etmeyin!
İsabetli yabancı transferlerini yerli ve verimli gençlerle takviye eden Gaziantep, Erman Özgür’ün saha içi şefliğinde İstanbul temsilcisine top göstermedi desek abartmayız. Tatlı sert futboluyla rakibini sindiren Gaziantep, Nurullah Sağlam işçiliğinde ‘takım gibi bir takım’ çıkarmış. Hafta içi olaylarıyla doğal olarak motive olan kırmızı-siyahlılar, farklı alabilecekleri maçı 1 golle kazanırken gelecek için de umut verdi.
Hakem Yunus Yıldırım’ın karakter ve adamlık olarak sıkıntısı olmadığına inanıyorum. Ancak hakemlik yorumları ve vizyonu biraz eksik. Oyun golsüz giderken Güiza’ya yapılan penaltıyı, 1-0 iken de Ahmet’e yapılan penaltıları kaçırdı. Kötülüğünden değil, süzemeyişinden.
Hasılı; Galatasaray farklı kazandı ama umut vermedi. Fenerbahçe Marco’suzluğun ne anlama geldiğini daha ilk maçında anladı.
Sahi; Gaziantep kalecisi Murat Şahin’in kurtardığı bir top hatırlıyor musunuz?
Bir Cevap Yazın