Eleştirimizin temeline Rizespor’u koymamızın nedeni, bir değil birçok yanımızın Rize kokması ve çok güvenip saygı duyduğumuz bir isimle çıkılan yoldan geri dönülmesidir.
Evet, Metin Diyadin’den söz ediyorum.Oftaş mucizesine imza koyan Metin Diyadin’le anlaşma doğrusuyla lige başlayan Rizespor, tablo hiç de fena değilken Diyadin’le yollarını ayırma yanlışına imza koydu.
Bu tercihe imza koyan kim veya kimler ise, muhtemel başarısızlığın da sorumluları olacaktır.
Dere geçerken at bile değiştirilebilir, ama Metin Diyadin gibi, işine son derece saygılı, oyuncularıyla arkadaş olabilen ve oyuncusunu, başta yönetim olmak üzere hiç kimseye ezdirmeyen bir futbol emekçisi değiştirilmez, değiştirilirse başarısızlık kimseyi şaşırtmamalıdır.
Samet Aybaba gibi bir tercih doğrusunu “mundar” eden Rizespor Yönetimi, şimdi de Diyadin’le yollarını ayırarak kendi şehrine en büyük kötülüğü yapmıştır.
Futbol çok bilinmeyenli bir denklem değil, yapılanın hata olduğunu anlamak için de kahin olmaya gerek yok yani.
Lig sonu tablosu, bu yazının “aslında” ne demek istediğinin yanıtı olacaktır.
“KARŞIYAKA VE REHA KAPSAL”
Reha Kapsal’ı gönül verdiğimiz forma içinde de izleme şansı bulanlardanım. İnce çalımları ve şık paslarıyla kendini kabul ettiren bir futbol duruşu ve daha önemlisi “kaliteli insan kumaşı” ile dikkat çeken biriydi Kapsal.
Şimdilerde başta kimselerin şans vermediği “gencecik” bir takımı ligin zirvesine ortak etti Kapsal. İlk 11’inde bir iki isim dışında kimselerin adını duymadığı yepyeni isimler var. Kapsal; kendinde var olanı, bu genç isimlerdeki yetenekle buluşturup, ortaya öyle güzel bir yemek çıkarmış ki, yutkunmamak elde değil. Yönetiminin desteğini arkasına alan Reha Kapsal ve öğrencileri, geleneği ve taraftarı olan Karşıyaka’yı süper lige taşırlarsa, Milli Prodüktivite Merkezi Verimlilik Ödülünün bu yıl ki sahibi belli demektir.
İzmir gibi, bu ülkede futbolun öncüsü olmuş bir şehrin, yakın zamanlara kadar futbol topunu bomba zannederek karakola teslim edecek meşrepteki birçok takımın arasından sıyrılması, bizi ziyadesiyle mutlu edecektir.
Manisaspor ve Kasımpaşa’nın, yönetim doğruları ve teknik adam istikrarları ile yarışı sonuna kadar önde götüreceklerini söylemek kehanet olmaz. Bu iki takımı en çok zorlayacak isim olmasını beklediğimiz Rizespor, yönetim hamlesiyle bu yarışın içinde olmak istemediğini beyan etti, bu yüzden Diyarbakır ve Karşıyaka biraz daha öne çıkıyor. Altay’da ki yapılanmanın bir yıl daha istediğini; Bolu ve Ordu’nun ligin sürprizini gerçekleştirebileceklerini öngörüp, Erciyes’teki düşüşün takımda değil yönetimde olduğunu hatırlatalım.
Sakaryaspor’a ise, gerçekten yazık oluyor, içimiz acıyor. Böylesi bir futbol şehri ve alt yapısı, nasıl oluyor da böyle yerlerde sürünüyor, anlamak mümkün değil.
GALATASARAY FETULLAH DUASIYLA AVRUPA ŞAMPİYONU!
Yani atılır atılır da bu kadar mı atılır Kalkavan!
Dua ile şampiyon olunsa, Trabzonspor “Fezalar arası her şey şampiyonu” olurdu!
Oflu hocaların ettikleri duaların binde biri kabul görse, Trabzon üst üste 150 kez şampiyon olur, İsrail de dünya haritasından silinirdi.
Sahi, Galatasaray’ı dua ile Avrupa Şampiyonu yapan Fetullah hoca, bir dua da İsrail için etse de dünya bir pislikten kurtulsa. Gerçi Fetullah hocadan İsrail faşizmine ve zulmüne yönelik daha tek bir kınama bile duymadık, sallıyoruz işte.
Sallamaya geldi mi Müslümanlığı ve “hoşgörüyü” kimseye bırakmayanlar en güzel yanıtı, Türk taraftarlar veriyor aslında.
Neredeyse tüm taraftar dernekleri, İsrail katliamını kınayan ve Filistin’e destek veren mesajlarla açılıyor. Yürekleri temiz hepsinin ve ne ABD’den ne de başka bir yerden nemalanma kaygıları yok çünkü..Yaşayın çocuklar; Öncülük yapan Çılgınlardan Tatangalara, Aşigolardan Timsahlara, Ultraslandan Gençfenerlilere, Kartal’dan Eses’e, Kirmasti’den Horozlara, Samsun’dan Çorum’a, Bolu’dan Kasımpaşa’ya; hepiniz alınlarından öpülesi çocuklarımızsınız ve iyi ki varsınız.
DOLMABAHÇE’DE BİR SERGİ
Bir Dönem AKP Milletvekilliği de yapan, ancak ABD’nin IRAK’a müdahalesi söz konusu olup 1 Mart Tezkeresi gündeme geldiğinde ilk karşı çıkan AKP Milletvekili olan Süleyman Gündüz, fotoğrafa olan merakıyla da bilinir. Gündüz’ün objektifi bu kez Hattat Mehmet Şefik’in hat çalışmalarına odaklanmış. Bu eşsiz çalışmalardan oluşan fotoğraf sergisi Dolmabahçe Sarayı Sergi Salonu’nda Cuma’dan itibaren ziyaret edilebilecek.
Bir Cevap Yazın