SERİÇ TRABZONSPOR’A!

Bu başlığı gören pek çok Beşiktaşlının, geyik literatürüne “Panathinaikos sevinci” olarak geçen mutlu insan halini yaşadıklarını düşünmem mümkün.

Lakin ben kesinlikle aynı görüşte değilim. Sadece bir maç izleme şansı bulduğum bu Hırvat oyuncu için “kötü” diyebileceklerin de futbol bilgisiyle, İsrail’in insan sevgisinin aynı düzeyde olduğuna inanırım.

Bonservisi elinde olarak ve üstleik tatil bile yapmasına izin verilmeden apar topar İstanbul’a getirtilen ve Sağlam-Sinan ikilisince göklere çıkarılan Avustralya doğumlu bu genç adam, maalesef bir kaosun içine düşmüş ve yetenekleirni gösterememiştir.

Anlaşılır nedenlerin yanında, asla anlaşılamayacak nedenlerle Beşiktaş’tan kopma noktasına gelen Anthony Seriç’in, Trabzonspor’un sol kanadındaki sıkıntıyı giderebileceğine inanıyorum. Elbette çok daha iyi isimler alınabilir, elbette çok daha “şık” bir transfr yapılabilir. Lakin, ekonomik sıkıntının kulüpleir mengene gibi sıktığı ve belli ki daha da sıkacağı şu buhran günlerinde, Seriç’ten iyisi Polonya’da Roger!

Trabzonspor yönetimi, Seriç’le anlaşıp takıma katabilirse, ki maliyet düşürmek için sezon sonuna dek kiralama formülü de düşünülebilir. Çale ve Seriç’l oluşacak sol kenarın bordo – mavililere çok yarar sağlayacağına ve şampiyonluğa giden yolu açacağına inancımızı belirtip; Petkoviç’ten sonra ikinci Avustralya doğumlu Hırvat oyuncunun Karadeniz’in ve futbolun başkentrine uğur getireceğine dair sezgimizi de ekleyelim

İSRAİL NE YAPMAK İSTİYOR VE TÜRK KIZILAYI’NIN ROLÜ

Lafı dolaştırmayalım;

Herhangi bir İsrail’linin Trabzon’da, Kayseri’de, Erzurum’da, Paris’te, Londra’da, Delhi’de, Pekin’de, göğsünü gere gere “Ben İsrailliyim, yahudiyim” diyerek dolaşabileceğine inanan kaldı mı? Bir ülke nasıl olur da bu kadar pervasız, utanmaz ve acımasız olabilir? Silaha dayanmış bir iktidarın sonu er geç tarihin karanlık çukurudur. Son 6 aydır uyguladığı ambargo ile 2 milyona yakın Filistinliyi açlığa ve ölüme mahkum eden İsrail faşizmi kadar, belki ondan daha çok; AB ve ABD özelinde tüm Batı tarihin “kara” sayfasına adlarını yazdırmıştır, bir kez daha..

İnsanlık suçunun yarattığı dramı önceden hesap eden Türk Kızılayı, son çatışmadan önce de periyodik olrak bölge insanına yardım taşıdı, son saldırı sonrası da Gazze’ye yardım ulaştıran ilk kuruluş oldu. Kızılay’ımızın yardımlarını, hiçbir denetime tabi olmayan denetimsiz sivil yarım kuruluşlarıyla karıştırılmamasını, bölgeye Türk Kızılayı dışında hiç bir kurumun giremediğini, ve girmesinin de çok zor olduğunu belirtelim. Zira Türk Kızılayı, Uluslararası Kızılhaç-KIzılay Federasyonları yöneitm kurulu üyesi ve devletler üstü bir hukukun koruması altındadır. Yani, İsrailliler, Kızılay’a yol vermek zorundadır. Bu gerçeği herkesin bilmesinde yarar var. Bağışlardan başka geliri olmayan ve devletten tek kuruş yardım almayan Türk Kızılayı’nın 2868 nolu hesabına 5 TL değerinde boş SMS göndererek, bir Filistinliye de siz “can” verebilirsiniz.

Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği seyirci kalıyor ve İsrail’i kınamıyormuş? Ne bekliyordunuz, hepsi aynı okun soyu..

“LÜMPEN” TARAFTARDAN DÜŞÜNEN TARAFTARA.

ÇILGINLAR Tribün grubunun önderliğinde başlatılan Filistin’e destek çığ gibi büyüyor. Türkiye’deki neredeyse tüm tribün grupları, yaşadıkları toplumdan ve dünyadan bihaber “kalabalıklar” olmadıklarını; zulme ve vahşete seyirci olmayacaklarını da ilan ettiler aslında. Ahmet Hamzaçebi ve “deli” İbrahim özelinde;

Çorum’dan Gözgöze, Ultraslan’dan Kafkaf’a, Kartal’dan Tatangalara, Timsahlara, Yiğidolara, Rize’ye, Ordu’ya, Muğla’ya, İzmit’e,Antalya’ya, Diyarbakır’a, Mardin’e; Ülkemin genç ve bilinç dolu delikanlılarına bin selam edelim.. Ben size hep inanıyordum zaten, size lümpen, ABD köpeklerine “efendi” diyenler utansın.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: