Fenerbahçe’yi Şükrü Saraçoğlu’nda “mahkum” eden bir performansın ardından Ankara deplasmanında alınacak sonuç, Trabzon açısından şampiyonluk yolculuğunun seyrini belirleyecekti denebilir. Kadıköy’den 1 puan yüklenerek şampiyonluk seyrüseferine başlayan Trabzon gemisinin, ambarına 3 puan daha eklemesi camiayı “bütünüyle” şampiyonluk havasına sokmuştur artık.
Maça geçelim;
Geronimo’yu sezon başında Brugge ile oynanan hazırlık maçında sadece 15 dakika izlemiş ve bu safkan Kızılderili için ne düşündüğümü okurlarla paylaşmıştım. Türk futbolunun hızına uyum sağlayamamak ve fizik olarak biraz eksik olmak gibi iki eksiği vardı Colman’ın, ama “giderilebilir” bu iki eksiğinin yanında “müthiş” fazlaları vardı. Geronimo’nun oyun zekası ve sahayı bütünüyle yorumlayabilme gücü, ortalamanın çok üzerindeydi. Bu klasına rağmen başka bir artısı da oyundan kopmaması ve maç başına 2 “lokumla” oynamasıdır. Geronimo faslı bu kadar.Trabzonspor artık “erkek gibi bir takımdır” ve takımın yaratıcısı da Ersun Yanal’dır. Tek bir haram puanı olmayan bu “erkek” takım, ağlaklara örnek olsun.
Trabzon takımında Sylva’dan Yattara’ya vasatın altında tek bir oyuncu yoktu. Ancak Geronimo’nun dışında Senegalli kaleci ve Serkan’a da ayrı bir alkış tutmalıyız yoksa eciş bücüş oluruz.
Ankaraspor, belli ki gizli gizli şampiyonluk hesabı içinde. Saygı duyulası ve gıpta edilesidir bu hedef. Trabzon karşısında asla bir puan için oynamadılar ve belki de bunun bedelini ödediler. Maç öncesi puan tablosu, olası bir Ankara galibiyetinde iki takımın yerini değiştirecekti. Ama Aykut hocanın bu planı son Argonot’un takasına direnemedi.
Alanzinho mu?
Tepeden tırnağa futbolcu. Özellikle iç saha maçları pas tutmuş çok kilidi açacak bir çilingir almış Trabzon.
Ya; Selçuk, Çale, Egemen, Song, ve Umut’a ayrı bir parantez açmayarak hata mı ettim, ne dersiniz?
Bir Cevap Yazın