ALKIŞLAR ERSUN YANAL’A!

Fenerbahçe’yi Şükrü Saraçoğlu’nda “mahkum” eden bir performansın ardından Ankara deplasmanında alınacak sonuç, Trabzon açısından şampiyonluk yolculuğunun seyrini belirleyecekti denebilir. Kadıköy’den 1 puan yüklenerek şampiyonluk seyrüseferine başlayan Trabzon gemisinin, ambarına 3 puan daha eklemesi camiayı “bütünüyle” şampiyonluk havasına sokmuştur artık.

Maça geçelim;
Geronimo’yu sezon başında Brugge ile oynanan hazırlık maçında sadece 15 dakika izlemiş ve bu safkan Kızılderili için ne düşündüğümü okurlarla paylaşmıştım. Türk futbolunun hızına uyum sağlayamamak ve fizik olarak biraz eksik olmak gibi iki eksiği vardı Colman’ın, ama “giderilebilir” bu iki eksiğinin yanında “müthiş” fazlaları vardı. Geronimo’nun oyun zekası ve sahayı bütünüyle yorumlayabilme gücü, ortalamanın çok üzerindeydi. Bu klasına rağmen başka bir artısı da oyundan kopmaması ve maç başına 2 “lokumla” oynamasıdır. Geronimo faslı bu kadar.

Trabzonspor artık “erkek gibi bir takımdır” ve takımın yaratıcısı da Ersun Yanal’dır. Tek bir haram puanı olmayan bu “erkek” takım, ağlaklara örnek olsun.

Trabzon takımında Sylva’dan Yattara’ya vasatın altında tek bir oyuncu yoktu. Ancak Geronimo’nun dışında Senegalli kaleci ve Serkan’a da ayrı bir alkış tutmalıyız yoksa eciş bücüş oluruz.

Ankaraspor, belli ki gizli gizli şampiyonluk hesabı içinde. Saygı duyulası ve gıpta edilesidir bu hedef. Trabzon karşısında asla bir puan için oynamadılar ve belki de bunun bedelini ödediler. Maç öncesi puan tablosu, olası bir Ankara galibiyetinde iki takımın yerini değiştirecekti. Ama Aykut hocanın bu planı son Argonot’un takasına direnemedi.

Alanzinho mu?

Tepeden tırnağa futbolcu. Özellikle iç saha maçları pas tutmuş çok kilidi açacak bir çilingir almış Trabzon.

Ya; Selçuk, Çale, Egemen, Song, ve Umut’a ayrı bir parantez açmayarak hata mı ettim, ne dersiniz?

“ALKIŞLAR ERSUN YANAL’A!” için bir cevap

  1. Sayın Tunalı,
    Yazılarınızı internetspor’dan beri büyük bir zevkle takip ediyorum. Görüşlerinize çok büyük saygım var. Özellikle Gökdeniz hakkındaki yorumlarınıza imzamı atarım. Sizin oraların suyunu içmedim yada havasını koklamadım. Ben, büyük insan, hemşeriniz rahmetli (nur içinde yatsın) Sn. Yazıcıoğlu’nun son valilik yaptığı memleketten yani Denizli’denim. Gerçi uzun yıllardır İstanbul’dayım. Adamın, adam olması için yetiştiği topraklar nederece etkilidir şüphelerim var. Çocukluk yıllarında, yani başkaldırının son demlerinde kalbime mühürlenen ortak sevdamız bana hep şu soruyu sordu neden ben? Çünkü ben Trabzonlu değildim. Hele Karadenizli hiç değildim. O zaman neden diğerleri gibi İstanbul’un 3 hacimlisini tutmuyordum. Nedeni işte o Gökdeniz yazınızda mevcuttu. İşte o yüzden bırakın haksız yere verilen penaltıyı, haklı verilen penaltıyla kazanılan maç bile ben de burukluk yaratıyor. Sağolsunlar bizimkiler de atmamak için direniyor. Ortak sevdamızla ilgili bir anınızı anlatmıştınız. Hani hapse düşüp, Trabzonspor maç sonucunu merak ediyordunuz. Ona benzer benim de anım; Fenerbahçe’yi Saraçoğlu’nda en son yendiğimiz maçtır. O gün benim nikah günümdür. Hatırladığım; nikahımdan çok maçın sonucu beni heycanlandırmasıdır. Sevgili eşim duysa acaba ne der. Ama yapacak bir şey yok, zira ben o’na ondan yıllar önce sevdalanmışım. Bu arada Colman’la ilgili o yazınısı dün gibi hatırlıyorum. Çünkü ben de aynı fikirdeydim. Baki selam…

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: