Sivasspor’un İsrailli forveti Fini Balili’ye karşı içimde “özel” bir sevgi besliyor değilim. Kendisi benim için, kendine has özellikleri olan başarılı bir forvet oyuncusudur ve her insana gösterdiğim saygıyı kendisine de gösteririm. Hatta biraz kazırsak, sempatik bulduğumu bile söyleyebilirim.
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’e karşı içimde “özel” antipati besliyor değilim. Kendisi benim için, hasbelkader oturtulduğu bir koltukta başarısız bir temsil yeteneği ve kavrayış sorunu yaşayan biridir. Her insana gösterdiğim saygıyı elbette kendisine de gösteririm. Hatta biraz kazırsak, kendisinin gizli gündemlere sahip olduğunu da düşünebilirim.
Fini Balili, son kupa maçında Galatasaray’a golünü attıktan sonra, çok ağır tezahüratların muhatabı oldu. Hepimiz biliyoruz ki, sarı-kımızı tribünlerden yükselen bu aşağılık tezahüratın felsefi bir alt yapısı yoktur. Zira, en başta bu ırkçı söylemi ıslıklarıyla mahkum eden Galatasaraylılar olmak üzere, Türk halkının genlerinde “ırkçılık” barınamıyor. Bu ülkenin en “baba” ırkçısı bile, ırk temelinde siyaset yapmaz.
Bana göre olan şudur;
Üç gün öncesinin 2-0 lık yenilgiyle biten maçından başlayan gerginlik ve rakibe “haddini bildirme” motivasyonu; Balili golüyle yerle yeksan olunca bir kızgınlık hali oluşmuş ve Balili’nin ırkına yönelik kısa süreli bir vandalizme dönüşmüştür. Gazze’de İsrail tarafından öldürülen mini mini bebeklerin hesabını Balili’den soracak değiliz elbette. Hatta İsrailli oyuncuya, kendi hükümetinin politikalarına yönelik herhangi bir eleştirisi olup olmadığını da sormayacağım, ki aslında sorulması gerekir ve nihayet her şeye rağmen ben bu tezahürat için bir Türk olarak Fini Balili’den özür diliyorum.
Gelelim Sayın Özgöner’e;
Sayın Başkan;
Bir kısım Trabzonspor taraftarının federasyonunuza yönelik eylemi sırasında, birkaç aklıevvelin faşizan söylemli kartonu ve sloganı için “Beni en çok ürküten şey” tanımlamasında bulunmuş ve tüm medya bu açıklamanıza mal bulmuş mağrip gibi saldırmıştı, malumunuz.
Galatasaray tribünlerinden yükselen ve bize göre de sarı-kırmızı gelenekte yeri olmayan tezahüratları, 5 kişilik Trabzon taraftarının aynı değerdeki kartondan söylemi kadar da mı önemsemediniz ki, bu konuyla ilgili tek bir açıklamanızı duymadık? Türk futbolunun “başkanı” olarak, bu yaşananları kınamaya cesaretiniz yok mu?
Siz kimin Federasyon Başkanısınız sayın Özgener?
“Trabzonlular ne yaparsa karşı dur, aynı hareketin bin katını bir hacimli yaparsa (bir maymun)”
“Trabzonlular yaparsa ürkütücü hedef gösterisine gir, hacimlilerden biri bin katını yaparsa, (iki maymun)”
“Trabzonlular yaparsa vur abalıya hacimliler aferin der, hacimliler yaparsa kapa gözünü, (üç maymun)”
Verdiğiniz fotoğraf budur. (Bir maymun, iki maymun, üç maymun.)
ERSUN YANAL FENERBAHÇE’DE!
Şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olan Trabzonspor’un Teknik Direktörü Ersun Yanal Fenerbahçe’de!
İsminin açıklanmasını istemeyen bir spor işleri yetkilisinden alınan habere göre, Trabzonspor’un Teknik Direktörü Ersun Yanal, geçen hafta oynanan ve 0-0 biten Fenerbahçe-Trabzonspor maçının hemen ardından kayıplara karıştı. Yanal’ın nereye gittiği konusunda sağlıklı bir bilgi edinilemezken, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’in konuyla ilgili sorulara, “Valla ben grip oldum o yüzden kendisine eşlik edemedim” şeklindeki gizemli yanıtları, doğrunun peşinde bir ömür tüketen bazı muhabirleri daha da meraklandırdı. Hatta bazı muhabirlerin şeflerini arayarak, “Abi, Yattara’yı Real Madrid’e gönderemezseniz, Colman’ın karısını Yattara’nın evine baskına gönderelim, o da olmadı diyelim, c planımızın peşindeyiz, sen raat ola abi, ne yapıp edip bi pislik yaparız biz” dediği duyuldu.
Ser verip ilkeli habercilikten taviz vermeyen haberciliğimiz gereği zor da olsa ulaştığımız Ersun Yanal’a iddiaların kaynağını sorduk. Yanal olayı doğrulayarak; “Evet maç sonrası Fenerbahçe’deydim. Hatta Sadri Bey’le birlikte gidecektik, ancak kendisi grip olduğu için Fenerbahçe Burnu’ndaki cafede çay içme teklifimizi kabul etmedi ve evine gitti. Ben ve iki arkadaşım maçın stresini atmak için sahilde çay içmeye gittik, hatta ben ıhlamur içtim” diyerek haberi doğruladı. Yanal, Fenerbahçe’ye gittiği günün ertesi günü de Beşiktaş’a geçtiğini ve teyze oğlunun seçmen kağıdını Abbasağa muhtarına elden teslim ettiğini vurguladı. Başarılı teknik adam, teklif gelmesi halinde veya canı çok isterse Kanlıca’ya veya Beykoz’a da gidebileceğini ifade ederek açık kapı bırakmayı da ihmal etmedi. Yanal, fiuatta anlaşılması halinde Yattara’yı pişmesi için Real Mardin’e kiralayabileceklerini de sözlerine ekledi.
TOLUNAY KAFKAS VE BÜLENT UYGUN
Bülent Uygun’un, her kesime şirin görünme çabalarından rahatsız olanlardan biri de benim. Buna rağmen, Kayseri maçı sonrası Tolunay Kafkas’a yönelik sözlerinin de yanlış anlaşıldığı kanısındayım. Olan şudur, Bülent hoca ilk defa bir maç sonrası serzenişte bulunmaya kalktı ve maalesef bu ilk denemesinde en sert kayaya çarptı. Tolunay Kafkas, futbolumuzun en çok okuyan, araştıran ve en az “eyvallah” eden adamıdır, dikkatli olmakta yarar olduğu fikrindeyim.
HAFTAYA BAKIŞ
Bu Trabzon şampiyon olur. Çok kısa bir bakış oldu ama, gerçek “dağ” gibi ortada.
Bir Cevap Yazın