Emrah Serbes’in kıskandıran yazı performansıyla özellikle bizim gibi geçmişi polis muhabirliğiyle dolu gazeteciler tarafından beğeniyle izlenen Behzat Ç. Dizisinden bir sahney, hatırlatarak başlayalım bu yazıya;
Behzat Ç. Bir ödül almak üzere sahnededir, düzenin adamları sıra dışı komiseri bir dosya özelinde de olsa kendi saflarına katmış olmanın keyfini onu ödüllendirerek bir adım sonrasına taşımak isterler.
Eline yüklü bir çek ve porselen bir tabak tutuşturulan Behzat Ç, şu unutulmayacak cümleleri kurar: Ben belki iyi bir adam olamadım, ama kimsenin adamı da olmadım. Hep doğru bildiğim yolda yürürüdüm…Tabak güzel ama çekinizin a. Koyayım!
Şimdi kalkıp kendimi o gerçek karakterle özdeşleştirip kendi haz dünyamla sizlerin algınızı kirletme egosuna saplanmayacağım.
Ama Trabzonsporlular ve Trabzonlular başta olmak üzere, yazılarıma ve hayatıma bir şekilde tanıklık edenler müstear adıyla Sedat Tunalı’nın gerçek adıyla da Selahattin Kınalı’nın şehrinden ve değerlerinden başka kimsenin adamı olmadığını (umarım) biliyordur.
İşte bu yüzden; Trabzonspor markasının “etkin ve yetkin” isimleriyle “iyi” ilişkiler içinde olmam, veya tam tersi “kötü” ilişkilere sahip olmam, söz konusu Trabzon ve değerlerim olunca özenle çıkarılan bir ceket gibi askıya asılır.
Konumuz Sayın Sadri şener’in bana oldukça “manidar” gelen bir açıklaması.
Sayın Başkan, 30 Nisan’da düzenlenen Basın Toplantısında gündeme ilişkin sorulara yanıt verdi ve çok doğru tespitlerde bulundu. Özellikle Uğur Dündar özelinde en başarılı ve “tarafsız” yazarların bile söz konusu olan Fenerbahçe’nin menfaatleri olunca nasıl nalıncı keser imalatçısına dönüşebildiğini anlattı.
Basın Toplantısının bitmesi beklenirken Sayın Şener’den sürpriz bir açıklama hamlesi geldi ve Sayın Başkan şu ifadeleri kullandı: (resmi siteden alıntıdır)
“Başkanımız Sadri Şener soru-cevap kısmının ardından Spor Bakanı Faruk Nafiz Özak’la ilgili bir açıklama yaptı. Şener açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Spor Bakanımızın ismi Faruk Nafiz Özak. O benim önce arkadaşım. Aynı dairede staj yaptık. O gün bugün tanırım. Daha önce yardımcılığımı yaptı. Kulüp başkanlığı yaptı. Şimdi devlet bakanı. Haksız eleştirilere üzülüyorum. Bizim için önemli bir kazançtır. Başımız sıkıştığı her an yanına gidebildiğimiz biridir. Trabzonspor’un takım kaptanlığını yapmıştır. Trabzonspor siyasetin çok üstündedir. Başbakana da mali bir konu için gittik. Bunun için başka bir yere gidemeyiz. Özak’a haksızlık yapılmasını istemiyorum. Bütün siyasi adaylar bu kulübün emrindedir. Bu kulüp onların emrinde değildir. Faruk Bey için ayrı bir parantez açmanızı rica ediyorum. Belli zamanlarda gidilen bir insan değildir. Özellikle bu son stadyum renovesi için yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ediyorum.”
Sayın Faruk Özak’ın bulunduğu görev dolayısıyla çok zor durumda kaldığını, Başbakan’ı alenen Fenerbahçe’den yana tavır koyan bir kabinenin sıradan bir üyesi olarak Başbakan’a karşı tavır koyamayacağını zaten biliyor ve anlıyoruz. Yukarıda Allah var, kendi adıma bir “tavır” hayali içine hiç girmedim, kişisel görüşüm gölge etmemesinin takıma en büyük katkıyı sağlayacağıdır. Elbette ki Trabzonspor’un şampiyonluğu “başbakan müdahalesiyle” kaybetmesinin siyasi sonuçları olacak ve iktidar partisi oy kaybına uğrayacaktır. Ama bunun sorumlusu da herhalde sayın Özak olmayacaktır. Başbakan ve danışmanları seçim sonuçları belli olduğunda ya işlin kolayına kaçıp Özak ve ekibini suçlama yolunu seçecek, ya da aynaya bakıp gerçekle yüzleşeceklerdir. Keyfiyet kendilerine ait..
Kafama takılan şu; Sayın Şener bu açıklamaları bir “sipariş” üzerine mi yaptı yoksa içinden gelenleri mi söyledi? Külahım hazır bekliyor…
FENERBAHÇELİ CANER ERKİN DİYE BİRİ
Bir Trabzonsporlu olarak en çok sevdiğim Fenerbahçeli oyunculardan biridir. Eğer teknik direktörü Buca maçının ikinci yarısında onu oyundan çıkarmasaydı Trabzonspor bu ligin şampiyonu olarak kaydını düşmüştü. Ancak Aykut Kocaman Caner’i fark ederek oyundan çıkardı, yazık oldu.
Bu eleman demiş ki; “Trabzonspor 3 büyüklerin arasına giremez”
Birincisi 3 büyüklerin arasına girilmez, inilir. Trabzonspor felsefesi ise inmeye değil binmeye kurguludur.
İkincisi Trabzonspor üç hacimliyle sevişmek değil savaşmak için var olmuştur, bunu anlamak için Caner Erkin düzeyindeki zekalar bile yeterlilik belgesi alabilir, belli ki tribünlere yalakalık güdüsü öne çıkmış. Aha şurdan söylüyorum, boşa yorma kendini Caner, “iddialı” bir takımın oyuncusu olamazsın.
Üçüncüsü, Trabzonspor Resmi Sitesi’nin işi gücü yok da , bir Fenerbahçe militanı gazeteci taslağının ikinci sınıf bir futbolcunun zırvalarına cevap mı yazıyor? Neden başbakan’ın alenen “taraf” olduğu açıklamalarına etkin bir cevap vermediniz de, zırvalara laf yetiştiriyorsunuz?
İSTANBUL YEREL BASINI
İstanbul spor basınının genel zeka düzeyinin ortalamaların üzerinde olmadığını herkes biliyor, bilinemeyen ve ölçülemeyen ise kimi mensuplarının ne kadar aşağılık olabilecekleridir. Geçmiş yıllarda “şeftaliyi yaran” “skip giden” manşetlerle çukurlaşmaya zirve yaptıran İstanbul Yerel Basını, bulduğu her fırsatta kendi rekorlarını geliştirmekten geri durmayacaktır.
Son Trabzon – Gaziantep maçındaki hakem hatası üzerinden Trabzsonpor’a vurarak, aslında “günahların takımı Fenerbahçe’yi” aklama yarışına giren İstanbul Yerel Basını Ziya Paşa’nın deyimiyle “herkesi kör alemi sersem sanmaya devam ediyor.
Öylesine kirli ve öylesine fazla “kanaldan” yalan, iftira ve yalakalık saçıyorlar ki, kirlenmeden kenara kaçmanıza imkan yok. Eğer birgün bu ülke spor basını ahlaki bir öz eleştiri ya da sorgulanma süreci yaşarsa, nasıl utanılası bir tabloyla karşılaşılacağını hesap bile edemezsiniz. Türk spor basınında zeka düzeyi ile yalakalık arasındaki ters ilişki en büyük dramımızdır.
TRABZON ŞAMPİYON OLUR MU?
Niğde dolaylarında kurulan bir Pazar var, Trabzonspor’u idare edenleri o pazarda kurulacak divana davet ediyorum. Başbakan’ın aleni desteği sonrası Trabzonspor’un şampiyonluk umudu kalmamıştır. Eğer, Başbakan ve danışmanları nasıl bir hata yaptıklarını fark edip ters bir müdahalede bulunmazlarsa Trabzonspor averajla kaybedilmiş şampiyonluk tesellisiyle avunacaktır.
TRABZON’DA SEÇİMİ KİM KAZANIR?
Trabzonspor’un muhtemelen “çalınmış” 4. Şampiyonluğu sonrası Trabzon’da seçimler iki parti arasında geçecektir, RTE ve Trabzonspor, siz onu şöyle okuyun: Fenerbahçe – Trabzonspor.
Kimse kendini kandırmasın, Trabzon ve Trabzonspor’la gönül bağı dışında bağ kurmayan; siyasi ve ekonomik ikbal hesabı olmayan, 28 yıldır her türlü haksızlığa uğrayan ve bu yıl bir kez daha alenen onuru “çiğnenen” Trabzonspor, sahada yenip masada yenildiği Fenerbahçe ile 3. Mücadeleyi sandıkta verecektir.
Bu arada Karadeniz’in hırçın çocukları Giresunspor U 17 takımını Türkiye Şampiyonluğu için hararetle kutluyorum. İlk hedefiniz Giresunspor’la Türkiye Şampiyonluğu olmalı, sizde o damar var…
TRABZONSPOR HOLLYWOOD SİNEMASINDA!
Avrupa seyahatlerinde orada yaşayan Türkler arasında en sevilen iki takımın Galatasaray ve Trabzonspor olduğunu giden herkes bilir, görür, yaşar, hisseder. Fenerbahçelilik yurt dışında Beşiktaş’ın da gerisinde kalır.
Trabzonsporlular açısından işi sevimli kılan ise bambaşka bir şey. Dünya sinema endüstrisinin merkezi olan Hollywood sinemasının vizyon filmlerinden “unknow” (kimliksiz) filminin Berlin’de çekilen sahnelerinde, kameralar Boşnak kızın çalıştığı bir kahvehaneye yönelir ve kahvehanenin duvarlarındaki Trabzonspor ve Türk bayrakları siz tatlı bir sürpriz yapar. Yaşamadan anlamak zor, ama hoş bir duygu olduğunu söylememe gerek yok herhal. Filmin ünlü yönetmeni Liam Neeson’a sevgilerimizi iletelim. Biz içerde İstanbul yerel basınının şişirdiği karton kahramanlarla yola devam edeceğiz:))
Bir Cevap Yazın