OYUM TUNCAY ÖZKAN’A

Neden?  sorusuna dilimin döndüğünce cevap vereyim.

Şimdilerde Silivri zindanında  çile dolduran Tuncay Özkan Erzincanlı ben Trabzonluyum, haliyle herhangibir hemşehrilik bağımız yoktur.

Tuncay Özkan oligarşinin temsilcisi futbol takımlarından birine sevdalıdır, ben malumunuz  ruhu devrimle yoğrulmuş olan takıma

Tuncay Özkan ulusalcıdır, ben ulusalcı olmayı  babasının balık avından boş dönmemesi için dua eden 5 yaşındaki  Yeni Gineli çocuğa haksızlık olarak görürüm

Bu listeye birkaç madde daha eklemek mümkün. 

Kendisinin  Kanal D’de Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı sırada ben de İstanbul Haber Merkezi’nde kendi halinde bir muhabirdim. Ve birlikte çalıştığımız iki yıl boyunca Tuncay Özkan’ı “insan” olarak ve “gazeteci” olarak çok iyi tanıdığımı söylemem gerek.

Bazı günler kızı Nazlıcan haber merkezine gelirdi, ve ben bir babanın evladına nasıl sevgiyle bakabildiğine, sevginin katıksız haline tanık olur, Tuncay Özkan’ı daha bir severdim.

“Uğur Mumcu’nun asistanı” olarak Ankara’dan gelmişti Tuncay abi. Kendisi gelmeden sevgisi gelmişti tüm haber merkezine. Kısa süre sonra Susurluk skandalı patlamış ve Tuncay Özkan’ın üstün gazetecilik özellikleri açığa çıkmıştı.

Özkan’ın o denemdeki gazetecilik başarılarının kıymetinin bilinmediği fikrindeyim. Hayatını tehlikeye atmak pahasına doğru bildiği yolda yürümüştü ve her akşam iş çıkışında devletin verdiği korumların dışında özelllikle Aydın Baylan ve ben Tuncay Özkan’ı evine kadar gizli gizli takip eder kendimizce onu korurduk!

Sonra bir şekilde yollarımız ayrıldı ( ben başka bir kanala transfer oldum, ihtiyaçtan, sonra o kanal “patladı” Tuncay abi beni geri çağırdı, dönmedim, dönemedim, kapattığım bir kapıyı tekrar açamam ben)

Siyasete bulaşmaya başlayınca birkaç kez konuştuk. Mealen; ” Abi,  biz gazeteciyiz, ne işimiz var siyasetle. Sen dimdik bir adamsın , eğilip bükülmeyi beceremezsin, bu işin sonu iyi olmaz, vazgeç abi”

Vazgeçmedi. Şimdi acısını hep birlikte yaşıyoruz. En çok Nazlıcan belki, ve elbette bozulan sağlığı ile kendisi…

Ben Karadeniz’den gelmiş bir işçi çocuğuydum, bize birazcık insanlık gösterene neyimiz varsa anında teslim olurduk.

Birgün bir şekilde paraya ihtiyacım oldu, sesimdeki umutsuzluktan sıkıntımı anladı,  geceydi, haber merkezindeydim, “selo ceketim benim odamda koltuğun üzerinde, onun iç cebinde bir miktar para var, al onu ve o da yetmezse yarın kalanının tamamlarız” dedi… Medya dünyasındaki insan ilişkilerini bilmeyenler bu durumu layığınca anlayamaz. Telefonu kapattığımda gözümden iki damla yaş düşmüştü…

Sizce kime oy vermeli bu uşak??

“OYUM TUNCAY ÖZKAN’A” için 10 cevap

  1. Burak kardeşim,
    Tüm yazınızı tebessümle okudum.. Vatanınıza milletinize, değerlerinize meftunluğunuz aşikar..
    Çok içten ve kaygılı olduğunuz gayet açık..
    Sizi çok iyi anlıyorum, çünkü çok uzun sayılmayan zmanlar evel ben de aynı sizin gibi düşünüyor ve bu reaksiyonun aynısını sergiliyordum..
    Anlamam gerçekten zor değil.. Ve çok iyi anlıyorum..
    Fakat, lütfen şunu iyi anlamaya çalışın, sandığınız gibi yüzde bir bile ne yi onayladığını bilmiyor değil.. Gerçekten değil..Asla böyle bir niyetiniz yok farkındayım ama gerçekten halkımız artık sanıldığı kadar depolitik değil.. Belli ölçüde takip ediyor ve değerlendiriyor artık.
    Karşı devrim fikriniz ise çok anlaşılır gene..
    Fakat emin ol Burak kardeşim ben ce AKP nin asla böyle bir gizli gündemi yok..
    Öyle sanıyordum bende, hala böyle sananlar da çok.. Ama samimi ve tarafsız bir gözle bakarsanız bunun bir alınganlık ve tetikte olma durumu olduğunu farkedeceksiniz..
    Başbakanın asla böyle bir -gizli- siyaseti olduğunu düşünmüyorum..
    Çünkü şu çok kesindir ki bu millet asla ve asla gerici hiçbir fikri desteklemez..
    Biz bir Ortadoğu milleti değiliz.. Yaşayamayız öyle meczuplar gibi.. Genlerimize aykırı.. Mümkün değil:)
    Emin olun ufacık bir şüphe olsun insanımızn içinde – gerçek şüphe – o yüzde 50 oy anında 15 e iner hiç şüpheniz olmasın..Sanmayın ki bu oyları veren herkes muttaasıp muhafazakar mütedeyyin insanlar.. Değil..
    Onun için emin olun Cumhuriyetimiz ve toprak bütünlüğümğüz tehlikede değil..
    Barışmalıyız tüm ötekileştirdiklerimizle; Kürt kardeşlerimizle, muhafazakar vatandaşlarımızla..
    İllaki bizden birşeyleri alacaklar diye düşündükçe toplumsal mutabakata ulaşamaz, iç çekişmelerle geleceği çok parlak ülkemizi frenlemekten başka birşey yapmayız..
    Demokrasi bunu sağlayan bir sistem.. Demokratsak şayet bu böyle olmalı..
    Sevgilerimle Burak kardeşim…

    Beğen

  2. Ergun kardeşim,

    Benim demek istediğim aslında çok açıktı. Elitist demokrasi diye birşey yoktur, bu iki kelime yan yana gelmez. Ben diyorum ki; teknik ve uzmanlık gerektiren konuları, sadece halkın takım tutar gibi parti tutma anlayışına güvenerek referanduma götürmemeli. HSYK başkanının da 1 oyu var, çobanın da (aşağılamak için kesinlikle söylemiyorum). Ne oldu? %58 ile referandumu geçtiler, şimdi demokrasi mi oldu? İnsanların %1’i neye oy verdiğini biliyorsa şerefsizim. %42 ne olacak? Demokrasi çoğunluğun değil azınlığın haklarını korur, gözetir. Çoğunluğun zaten korunmaya ihtiyacı yoktur. AKP milletvekikli gidecek, benim gönderdiğim vekille anlaşacak, yasayı öyle çıkaracak. Anlaşamıyoruz demek yok, anlaştıkları gibi çıkaracak. Budur demokrasi!
    Sizi mat etmek, haklılığıma inandırmak amacında değilim. Yazdıklarınızı cevap yazmaya değer buldum ve yazıyorum. Ama şu anda gerçekleşen bir karşı devrimdir, bunu görmek lazım. Sadece bu karşı devrim yolların köprülerin arkasında kamufle ediliyor. Hiç mi iyi birşey yok, elbette var ama yerle bir edilen değerlerimizin yanında kıymeti yok. Olayı demagojiye dökmek istemiyorum ama şu anda ekranlarda Atatürk aleyhine söylenen sözleri kimse apo aleyhine söyleyemez. Dün akşam TV8’de bir tartışma programında Hulki Cevizoğlu BDP milletvekiline siz PKK’nın uzantısımısınız diye sordu. Adama saldırdılar sen nasıl böyle bir soru sorarsın diye. Sonra kadın yarım saat Atatürk’e salladı.
    Benim artık midem kaldırmıyor.

    Beğen

  3. Burak kardeşim,
    Lümpen ve şoven zihniyeti aşşağılmak lazım gelir diye düşünürüm..
    Öyle yapmaya da devam edeceğim.. Aşşağılık insanlar aşşağılanmalıdır.. Anlamazlar çünkü başka dilden. Makul olamazlar..
    Bakala bakkal denir, nasıl göte göt diyorsunuz, işte bu tam aynısı..
    Tarihsel süreci dönemine göre değerlendirmek işin kolay tarafı değildir.. Bu bir tarihi bakış açısıdır.. Padişahlarımızın kardeşlerini, oğullarını katletmesini bugün nasıl yorumluyorsak 80 sene eveli de böyle yorumlamalıyız. Yani anlamaya çalışarak..
    Harf inklilabu bir devrim yasasırdır.. Burda demokratik bir bakış aranmaz.. Dolayısı ile referandum o zmana göre uygulanması mümkün değil..
    Ama şu da bir kesin ki bu tür anti-demoktratik uygulamalar olmasın diye Atatürk bu ülkeyi Laik – Demokrat bir temelde inşa etti.. Yani kıtasını Afrika sanan o adam da gerekli olduğu zamn ne sitiyorsa kendisi seçsin hakkını tanıdı..
    Bunu da getiren Atatürk.. Atatürkün de tam istediği bu idi.. Temeli attı,uygar bir ülke temmelleri ile devamını getirömemizi umdu.. Ve ülkemiz gelişen, zmanla çok dahja iyi olacak bir çizgiye ulaşmış durumda..
    Bunu görmek lazım..
    Ha siz elitist demeokrasiye inanıyorsanız onu bilemem.. Ama o bana pek makul gelmiyor açıkça söyliim..
    Silaha sarılan hakkını almıyor.. Ben yatırım konusnda bir adaletsizlik olduğunu 20 senedir düşünmüyoırum.. Devletimzi güçlü değildi. Hemsi bu..
    Hakkını alan her kimse bu hakkı demokrasi sayeinde alıyor..
    Demokrasiyi iyi anlayıp iyi özümsememiz gerkiyor..
    Demokrasi bize olmadığı gibi öğretilip kabul ettirildi..
    Tabiiki zmanla herşey netleşecektir… Ama iyimser bakıp gelecekten umudumuzu kesmenin kimsye bir faydası olacağını sanmıyorum..
    Açıkçası köyünüze suyun yeni geldiğini duyunca çok şaşırdım ve ülkem adına utandım..
    Emin mi yetkililer bu ayıbın farkındadır ve yolunuz da en yakın zman da yapılacaktır…

    Beğen

  4. Ergun kardeşim,

    O gün öyle gerekiyordu demek elbette işin kolay tarafı. Halkımızın teveccüh gösterdiği AKP, Atatürk dönemi “anti-demokratik” uygulamalarını çatır çatır eleştirdiğini görmezden gelmeyelim. O zaman öyle gerekiyordu demiyor kimse. Atatürk ve devrimci arkadaşları sevgili halkımıza haydi Latin alfabesine geçelim deseydi, referanduma gitseydi acaba ne olurdu? Biz belli kazanımlar için acı çekmediğimiz için kıymetini maalesef bilmiyoruz. O zaman halka hiçbirşey sormayalım demiyoruz elbette. Batıda bu işi nasıl halletmişler? Adamlar çok mu akıllı? Hayır ! Sokaktaki adma soruyorlar; Türkiye’yi Afrika’da zannediyor. Ama o adama gidip Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun yapısını nasıl edelim diye kimse sormuyor. Ha, soralım diyorsan Bağcılar ya da Kuştepe otobüsünü aşağılamak da ne demek?
    Karadenize gelince. Benim köyüm sahile 500 metre mesafede daha şehir suyu yeni geldi. Hangi devirde yaşıyoruz. Benim memleketime yol yapmayan başbakan neden İstanbulda fantazi kanal projesi peşinde koşuyor. Silaha sarılan hakkını alıyor ama, görüyoruz.
    Bu tartışma uzar gider, zaman kimin haklı olduğunu gösterecek. Umarım benim endişelerim yersizdir.

    Beğen

  5. Değerli Burak kardeşim,
    Evet 12 Eylül için bahsin doğru.. Ama konjonktör öyle gerktiriyordu.. Halk şüphesiz ki o zmnan da doğru kararı verdi.. O günün şartlarına göre karar o şekilde olmalıydı.. Evet, o karar bugün bizlere sakat gözüküyor.. Tarihsel olayları dönem şartları ile değerlendirmelisiniz..Bu yüzden bu halk dönemi içinde gene doğru kararı vermiştir..
    Asla Akp ve vatanseverlik arasında bir korelasyon kurmadım… Sanırım bir yanlış anlatış ya da anlaşılma var.. Kastım, kesinlikle bir futbol organizasyonunun insanların vicdanına müdahele edemeyeceği idi.. Edemediğini gördük..
    O halkın horlandığını, aşşağılandığını gerçekten düşünmnüyorum..
    Ama üstün bir yaşam mücadelesi verdiğini ve bu konuda devletin onları biraz yalnız bıraktığı konusnda sizinle hemfikirm.. Ama bunun altında bir artniyet ararsak, belli çevrelerin iddialarını güçlendiririz. Sadece devletimzin imkanları bu kadar diyelim basitçesinden..
    Özer bey,
    Ne dediğini anlamadım.
    Yanlış yerin de neresi olduğunu anlamadım..
    Bahsettiğin bu sayfa ise, iş biraz şovenizme girer, o zman da sana daha geniş bir bakış ile, atalarının seceresini getir yoksa bu topraklardan defol derim..
    Onun için iyisimi sen ufak dünyada şoven hayatını yaşa..
    Kimseyi de biryerlere yollama..
    Ait olduğum yerde senle karşılaşmamız zaten mümıkün değil.. Ha olur da bir gün Bağcılar ya da Kuştepe otobüsüne binersem belki orda karşılaşıırz senle..

    Beğen

  6. bi kez daha helal olsun sana e uşak………………….

    Beğen

  7. Ergun bey, başbakan, taltiflerini sana sunsun…biz seyredelim…çünkü bu topraklar öyle taltif maltif bekleyen zavallıların yaşadığı yerlerden değildir…en azından an itibariyle.Yanlış yerdesin…ait olduğun yere…Bor olur başka bir yer olur..tercih senin ..taltifli taltifli dolaşırsın

    Beğen

  8. Sayın Ergun Bey,

    Halk herzaman doğru söyleyen midir? 12 Eylül darbesinden sonra evet diyenlerin oranı kaçtı hatırlar mısınız? Şimdi aynı halk 12 Eylül darbecileri yargılansın diye “evet” demedi mi? Hangisi halk, hangisi doğru sorarım size.
    Anladığım kadarıyla AKP’ye oy vermeyi vatanseverlikle eş tuttunuz. Bir konuda haklısınız; “cefakar Trabzon halkı” derken haklısınız. Bu halk her fırsatta horlanırken, aşağılanırken, en az yatırım alırken, ailesinden ayrılıp gurbet ellerde yaşam savaşı vermeye mahkum edilirken neden hala devletine bu kadar bağlıdır bunun cevabı bende de yok.
    Herkes verdiği oyun sevabını ve günahını çekecek. Zaman kimin haklı olduğunu elbette gösterecek.

    Beğen

  9. Kadirşinas Trabzon halkı hiç bir hezeyana, saçmalığa ödün vermeden sadece doğru bildiklerini, inandıkları kararı sizlerele paylaştılar..
    Umarım sizlerde birşeyleri farkedip doğrunun size göre değilde halkın taktiri ile ilgili olduğunu kabul etmişsinizdir.
    Futbol sadece futbol değildir. Ama herşey de değildir..
    Halk herzaman doğruyu söyleyendir.
    Halk göte göt de der ama adama da adam demeyi bilir.
    Lütfen bundan sonra büyük bir şehir adına konuştuğunu iddia eden herkes, o şehir için ne kadar konuşabileceği konusunda ehil olduğunu iyi ölçsün.
    İnsanların vicdanları herşeyi,n ama herşeyin üzerinde bir karar mekanizmasıdır..
    Trabzon halkı asla vatanına, milletine, başbakanına, muhalefet liderine düşman da olmaz, kin de beslemez. Her şartta kırmızı beyaz formayı bayrak görür tefferruatlarla uğraşmaz..
    Vatan severliğin de insanlığın da gereği budur.
    Böyle bilinirdi Trabzon insanı.
    Doğru da bilindiğini gene ispatladılar.
    Selamlar olsun o cefakar ve iyi insanlara..
    Umarım başbakan da onların bu lütüflarını, oralara yapacağı kültürel ve ticari yatırımlarla taltif eder.
    Lafın bittiği yer burasıdır..
    Bundan sonra yapılması gereken tek şey; saygı, saygı, saygı dır.
    İlgililerin dikkatine sunarım…

    Beğen

  10. Sedat Tunalı,
    Çok belliki vefa duygusu, insani duyguları çok önde biri…
    Bu yazıları yazan kişinin çok belliki paylaşacağı komplo teorilerinden fazlaları var..
    Yazıdaki gibi daha gerçek daha önemli şeyler üzerine daha çok yazılsa..
    Bu ülklenin insanlarının bazı şeylerin farkına varılması sağlansa..
    Fena mı olur..
    Bunları okumak acı da olsa – Tuncay Özkan gerçeği adına – daha keyifli o kayıtsız düşmanlık içeren yazılardan.
    Tabiiki futbol da lazım.. Ama bu içerikte daha fazla yazı görmek umuduyla….

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: