Şansal Büyüka’nın kim olduğunu soranlar için yazı başlamadan bitmiş demektir, burada bıraksınlar biz bilenlerle devam edelim klavyeden kayığımızla, viya viya…
Kendisi meslekten büyüğüm sayılır, mesleğe spor muhabiri olarak başlamıştım ve daha 90’lı yılların başında Şansal Büyüka ismi kendi çapında bir efsaneydi. Fenerbahçeli ve çalışanlarına karşı hep “iyi” olduğu ortak görüş olarak öne çıkardı.
Son skandalımız sonrası ortalık toz duman içinde ve herkes bir şekilde görüş beyan ederken, futbol puzzelımızın en önemli legolarından biri olarak Büyüka’nın sesinin hiç çıkmaması benim de dikkatimi çekti. Zira Şansal Büyüka’nın görüşleri gerçekten çok önemliydi.
Kısa bir arşiv turu yaptım, şampiyonluk mücadelesinin en ateşli son iki ayında (Nisan-Mayıs) Akşam gazetesindeki köşesindeki yazılarını bir kez daha okudum
BÜYÜKA’DAN SEÇMELER
1- “Fenerbahçe, Gaziantepspor’u da, hakem Hüseyin Göçek’i de yendi…”
2- “Fenerbahçe için, bu kadar dağınık, bu kadar isteksiz futbolun ardından 3-1’den yaşama dönmek bazılarınca ‘destansı bir galibiyet ‘ olarak yorumlanırsa, bu Fenerbahçe’yi kandırmış olur… Gerçekçi olalım… Bu dönüş, bir faciadan, bir hezimetten dönüştür… Dönüşün başladığı penaltıyı soruyorsanız, herkes bir yorum yapacaktır… Yani gri bölgenin penaltısı gibi… Verse de olur, vermese de olur penaltısı…”
3- “Futbol terörü bağıra bağıra geldi. Resmen rüzgar ektik, fırtına biçiyoruz. Kini, nefreti, öfkeyi yeşertmek için tarlaya gübre atanlar, umarım hiç olmazsa bundan sonrası için ders almış olurlar. Duymuyorlar mı, ortalık ‘pislik’ kokuyor!”
4- “Elbette bu ‘İnanılmaz geri dönüşte’ Aykut Hoca’nın inkar edilemez katkıları var. Ancak ben ‘Aslan Payı’nı gene de Başkan’a veriyorum… Devre arasından başlayarak, bir başka tanımlama ile kupadaki Yeni Malatya maçı sonrası ‘Dozu artırılmış bir Azizsilin’ uygulamasına geçti. .. Başkan bir menajer gibi çalıştı. Kadro sorumluluk aldı
5- “Şenol Hoca’nın dediği gibi ‘Para, emeği yendi’ derseniz, işi sadece para olarak görmek, Fenerbahçe’nin alınterini ve emeğini görmezden gelmek olur… Eğer ‘Para emeği yenebiliyorsa’ aynı şeyler ligin ilk yarısı için de geçerli olurdu… Ama şu oldu… Fenerbahçe ligin ikinci yarısında, daha fazla çalıştı, daha fazla inandı, daha fazla alınteri akıttı, emek harcadı, en önemlisi daha fazla, üstelik dozu artırılmış ‘Azizsilin’ aldı…
6- “Ancak şampiyon şunu görmeli… ‘Biz bize yeteriz’ diye tişört bastırıp giyiyorlarsa zaten görüyorlar demektir… Bu yarış süresince Fenerbahçelinin dışında kimse Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını istemedi… Hadi koyu taraftarlar, Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını istemezler. Bu son derece doğal… Ama en ılımlı futbolseverler bile ‘Fenerbahçe mi, Trabzonspor mu’ dendiğinde hep Trabzonspor’dan yana tavır koydular… Fenerbahçe yönetimi bundan ders çıkarmalı… Başarı elbette kıskanılır ama, burada kıskançlıktan öte bir şey var… “
1’den başlayalım;
Sayın Büyüka, Fenerbahçe- Gaziantepspor maçında Gaziantep’in maça asılmasından hiç hoşnut olmayan ve saklamaya gerek duymadığı bir fanatizmle maçın hakemini ve genel olarak MHK’yi hedef alan bu cümleyi kurmaktan çekinmemiş ve maç sonrası ettiği “iyi ki Andre Santos golü attı yoksa kan gövdeyi götürürdü” cümlesiyle de bilinçaltını deşifre etmiştir.
Kaldı ki bu maçta hakkı yenen takımın Fenerbahçe olduğuna Fenerbahçeliler dışında kimse inanmamış, orta hakem ev sahibi oyuncular tarafında itilip kakılmıştır, futbol oyun kuralları atmosfere göre yeniden yazılıp yorumlanmıştır.
Usta gazeteci diğer bir yazısında da Buca – Fenerbahçe maçına değiniyor. Bu yazıda da Fenerbahçe’yi “ipten” alan penaltı pozisyonuna “öylesine” değinip geçen Büyüka, ne yan hakemin şaşırtan iştahlı koşusuna, ne Gökhan Gönül’ün oyun dışına çıkarması gereken harekete hiç değinmeyerek, bilinçaltını bir kez daha ele veriyor.
Alıntı yaptığımız 3 numaralı cümle aslında en ilginç olanı. Sanki bu günlerin şifrelerini de veriyor sayın Büyüka. Tarlaya gübre atmalar, yeşertmeler ve pislikle dolu cümleler size bir şey hatırlatmadı mı? Savcılık iddianamesinden basına sızan şifreleri hatırlayanınız oldu mu? Elbette ki tesadüftür, ancak ortak aidiyetin insanları teşbihte birleştiriyor olması da bir inceleme konusu olmaya değer..
4 numaralı cümlemiz naat niteliğinde. “İnanılmaz geri dönüşte Aykut K’nın da inkar edilemez katkıları var” düşüncesi Aslan payının Aziz Yıldırım’a ayrılmasıyla bitirilmiş. Ve araya şöyle de bir cümle sızıvermiş; “Başkan bir menejer gibi çalıştı”. Yorum size kalsın.
Alıntıladığımız beşinci cümlede çok belli olan bir Şenol Güneş kompleksi kendini ele veriyor. Büyüka Güneş’in “ Para emeği yendi” açıklamasından çok rahatsız olmuş olmalı ki, bu konuya değinmeden geçememiş ve Fenerbahçeli oyuncuların alın terinden dem vurmuş. Anlaşılan Büyüka için Fenerbahçeli oyuncuların akıttığı alın teri iken Trabzon, Bursa ya da Buca’nın akıttıkları dizanteriden öteye geçemiyor.
Yarım asra yakın bir tecrübe olan Şansal Büyüka’nın en çarpıcı ve Fenerbahçeliler tarafından da en çok dikkate alınması gereken tespiti ise son cümlesinde. Büyüka, Fenerbahçeliler dışındaki neredeyse herkesin Trabzon’un şampiyonluğunu istemesinin nedenini yorumlarken şöyle bitirmiş: Başarı elbette kıskanılır, ama burada kıskançlıktan öte bir şey var!
Haklıymış Şansal Büyüka! Kıskançlıktan öte şeyler varmış!!
Beklentimiz, yıllardır futbola yön veren en önemli figürlerden biri olan Sayın Şansal Büyüka’nın, içine düşülen çukur hakkındaki görüşlerini dile getirmesidir.
Bir Cevap Yazın