BİR TRABZON TÜRKÜSÜ: YA ADALET YA İSYAN!
Trabzon’daki Gençlik Olimpiyatları öncesi Trabzon’a giden ve gözlemlerini okurlarıyla paylaşan usta gazeteci Yavuz Donat, kendisinden önceki yüzlerce, binlerce ziyaretçinin tespit ettiği gibi Trabzonlular için üç şeyin yaşamın vazgeçilmezleri olduğu gözlemini paylaşmış;
Din, Vatan ve Trabzonspor!
Hürriyet Gazetesinin tüm çabalarına rağmen “şike soruşturmasına” dahil edilemeyen Trabzonspor ve taraftarları açısından tarihin en “sessiz ve gergin” bekleyişi yaşanıyor. Tarihiyle nanikleşen Hürriyet Spor Servisi’nden bir muhabir, “ çok sağlam yerden öğrendim Trabzon’da ligden düşürülecek” haberiyle yemeğe konan kara sinek rolüne devam ederken, misal ben de “Çok sağlam yerden öğrendim, Aziz Yıldırım Hürriyet Spor Servisine ödediği maaşları gereken etkiyi yaratamadıkları için yarı yarıya azalttı” diyerek sivrisinek olsam ne olur? Hiçbir şey olmaz, ikimizin de yalan söylediği çok belli oluyor…
Hürriyet’in durumunu en güzel bir Nazım Hikmet dizesi anlatıyor aslında. “Memleketimden İnsan Manzaraları”nda , Haydarpaşa Garı’ndan trene binmeye hazırlanan koca şair, kendisini izleyen sivil polisleri şöyle tarif eder;
“O kadar belli olmamak istiyorlardı ki, derhal belli oluyorlardı”
Niyetin çok belli oluyor Hürriyet, çok…
Trabzon ve Trabzonsporlular hamsiyi çok severler evet, ama hamsi hafızalı değillerdir ve habercilik kuralları bir yana, asgari bir ahlaki duruş adına tüm “militarize eylemleriniz” kaydediliyor…
Bir gözlemle devam edelim.
Trabzonsporluların suskunluğunu, “ulan acaba bizden de karışan mı oldu” sessizliği olarak yorumlayanlar büyük yanılgı içindedir. Bu sessizlik, yangın yerine dönen futbolumuzun orta yerine elde benzin bidonuyla dalmama sağ duyusu ve adaletin tecellisine dair umudun diriliğidir.
Hiçbir yöneticisi göz altında olmayan ve adalet tarafından serbest bırakılan Trabzonsporlu yöneticiler, biraz olsun vicdan barındıran herkese şunu da söylemiştir; Trabzonspor ve yöneticileri masumdur ve bu kirli oyunun tarafı olmamıştır!
Mevcut durum bu iken yapılması gereken tek şey; şampiyonluk kupasının suçüstü yapılan kişilerden alınarak esas sahibine teslimidir. Futbol Federasyonu bu adımı atamayacaksa topluca istifa etmeli ya da Trabzonspor bu kirli ligin parçası olmaktan vazgeçmelidir.
Ey Federasyon iki yolun var;
Ya adalet ya istifa!!
Ey Trabzon yol ayrımındasın;
Ya adalet ya özgün isyan!
BU FEDERASYON ADALET DAĞITABİLİR Mİ?
Her fırsatta sorumluluğu atacak birilerini arayan, önce savcılık ve mahkeme, olmadı UEFa ve FİFA, o da olmadı en son tutunulacak dal olarak da kendi içlerinden beslenen Etik Kurul’a sarıldılar!! Aman ne etik ne etik, yapılar gotik gotik…
Trabzon sokaklarında sık sık “iki katlı kedilere” rastlardık, özellikle malum ayda, ve bu iki katlı kedilerin üst katta oturanı hem istediği gibi koşturur hem de avazı çıktığı kadar bağırırdı. Biz bu üst kat sakini hem öpen hem bağıran kedilere Margo derdik. Ne yaptığından utanacak kadar ahlak sahibiydi bu margolar, ne de çevrelerindeki “şero” ağabeylerine kulak asarlardı. Hatta işi zaman zaman öyle azıtırlardı ki, mahalledeki tüm margolar toplanır ve toplu gösteri yaparlardı. Sonunda mahalleli dayanamadı ve bir gün bütün margoları alıp belediye marifetiyle kısırlaştırdı. O gün bugündür margoların sadece sesi çıkıyor artık, yazık oldu Süleyman efendiye…
Ne diyorduk? Bu Federasyon adalet dağıtabilir mi?
Kişisel kanaatim mesir macunu bile dağıtamayacaklarıdır. Çünkü ne şanssızlıktır ki her armudun bir sapı her üzümün de bir çöpü var, ne yapsın adamlar!! Sapsız armut ya da çöpsüz üzüm üretildiği dakka Federasyon da aklın, vicdanın ve adaletin gereğini yerine getirecektir. Böyle de ilkelidirler yazmadı demeyin!. Baksanıza ligler sıcak yüzünden ertelenmiş, e tabi Nijerya’daki şike ve çete skandalından Türkiye’nin de “bi şekilde” etkilenmesi doğaldı.
Bir Cevap Yazın