Eski Milli Sporcu ve Federasyon Başkanlarından ve Sportsnet’ın kurucusu Ahmet Gülüm, Genç Müsiadçıların Cevahir Kongre Merkezi’ndeki çok başarılı bir organizasyonunda; Dünya futbol pazarının , bazı katma değerler hariç olmak üzere 500 milyar dolar civarında olduğunu söyledi. Ve bu paraya illegal bahisler dahil değilmiş üstelik, hayal gücünüzün tüm kapılarını açın ve gözlerinizi kapayarak birkaç saniye düşünün!
Türkiye’nin yıllık bütçesini komplekse sokan bu rakamların, en kolay yok edecekleri kavramlar ahlak, namus , sadakat ve vefa olacaktır. Şu yaşadığımız kapitalist egemen dünyanın açık ara bir numaralı belirleyeni paradır, yani iktidarın öte adı…Hey sen vapurda yandaki kişinin gazetesine eğilen mor çizgili gömlekli, sanırım sen de farklı düşünmüyorsundur! Sağa sola bakma sen, sen, yemezler!
Her toplumsal yapı kendi dünyasının hakimi olmak ve payına düşen rakamları büyütmek gibi kutsal bir motivasyonla, kıbleye dönüşen paraya tapınmaya ve ıkonlar yaratarak iktidarlarını pekiştirmeye çalışıyor, işin kötüsü bunu da kolayca başarıyorlar.
Fenerbahçeli kardeşlerimiz ne kadar kullanılıyorsa, Trabzonsporlular da, BJKlılar da, G.Saraylılar da, Bursalılar da, Zonguldaklılar da, İzmirliler de, Çorumlular da en az o kadar kullanılıyor ve hiçbir repliğinde kokusu bile duyulmayan saf sporsever kimliği acımasızca menfaate ve paraya dönüştürülüyor.
Kulüpler Birliğini, yasaya ışık hızıyla müdahale eden TBMM’yi, söylediklerini yutan siyasi kimlikleri ve mağdur olmalarına rağmen sessizliğe gömülen kulüp başkanlarını “anlayabilmemiz” için, Büyük Oyun’un farkına varmak gerekir. Ve maalesef hiç birimiz bu oyunun farkında değiliz. Zannediyoruz ki, masumiyetimizi emanet ettiğimiz o armaları “yöneten ve temsil edenler” de bizler kadar masum, bizler kadar temiz…Değiller elbette, lakin;
Eğer biz hesapsız beklentisiz ve rekabeti toplumsal hayatımızın yaşanan güne dair en güzel armağanlarından biri olarak görenler bu büyük fotoğrafı göremez ve değerlerimize sahip çıkamazsak, “güzel oyunumuz” çok kısa süre sonra gazele dönüşecek ve halimizi tarife Nef’i bile yetmeyecektir
Kardeşlerim;
Hepimizi kandırıyorlar! Hergün ekranlarda gördüğümüz “bütük adamaların” hiçbirinin derdi, futbolumuz ve mertçe rekabet değil. Onların payına hiçbir zaman bu tatlı rekabetlerin hazı-hüznü düşmez, onlar için futbol banka hesaplarına yatan paradır!
TFF Neden Susuyor?
TFF Başkanı “Biz amatörce çalışıyoruz” açıklamasını yapalı neredeyse 1 ay oldu ama hala TFF yönetiminde kimlerin ne kadar para aldığını açıklamadı. Bekliyoruz, fikri takip ilkesine bağlı kalmaya yemin etmiş bir meslek mensubu olarak bu soruyu cevabını alana dek soracağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
TFF’ye bağlı Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun , gördüğü kart bile tartışmalar yaratan Trabzonsporlu Zokora’ya 3 maçtan men cezası vermesi trajikomik bir suçüstü vakası olarak kaydını düştü.
Trabzon yönetiminin yerinde olsam bu cezaya itiraz etmez ve sadece bilgilendirmek ve bir zihniyetin teşhiri için yakın tarihin Alex ve Engin baytar örnekleriyle UEFA ve FİFA’ya bir dosya gönderirdim. Sorun günlük değildir, yani Zokora oynasa da oynamasa da PFDK Başkanı’nın takımı Trabzon önünde favoridir, sorun insanlığın düştüğü durumun tespitidir artık.
FENER- TRABZON MAÇINDA NE OLUR?
Ne olacağını sahadaki futbolcular belirleyecektir. Cüneyt Çakır’ın kötü niyetli olacağına ihtimal vermiyorum, kendi kariyeri açısından gördüğünü çalmaya özen gösterecektir.
Fenerbahçeli kardeşlerime önerim, Trabzonspor’u kendi yanılgılarının maskesi olarak kullanma alışkanlığından vazgeçmeleri ve kendileriyle yüzleşmeleridir.
Vicdanına danışan herkes, Trabzon’un şikeye bulaşmadığını biliyor, eminim Fenerbahçeli büyük çoğunluk da bunun farkında. Oynanan “büyük oyunun” hiçbir sahnesinde Trabzon iradesini göremezsiniz ve hem Fener hem de Trabzon’un bir önceki sezonun son maçında bu ligin en şerefli iki takımı gibi oynadıklarını da kimse unutmamalıdır.
FATİH TERİM DEĞİŞTİ Mİ?
Fatih hoca hakkında birçok yazım oldu, eleştirdim, övdüm, çekimser kaldım, e-hiçbiri oldum vesaire…
Arafilboy-Değirmendere-Uzunsokak dolu bir geçmişten geldiğimden olsa gerek, o yengeç tavırlarından dolayı saklayamadığım bir sempatim de oldu kendisine.
Bu yıl tekrar G.Saray’ın başına gelen Terim’in, geçmişiyle çok da örtüşmeyen bir nezaket, hoşgörü ve sevecenlik sarmalına girdiği görülüyor. Rakiplere, hakemlere ve oyunculara yönelik mesajları özlenen dostluk tablosunun sıradışı fırça darbeleri gibi okşuyor ruhumuzun tuvalini
Ama yine de sormadan edemiyorum;
İnşallah bu değişimin nedeni, Spor yazarı Osman Tanburacı ile yaşadığı hukuki sürecin sonucu değildir? Malum bazı cezaların infazı , tekrarlanmaması koşuluyla ertelenir, tekrarlandığında ise katlanır ve hükmün gereği yapılır.
Biz Fatih Terim’i bir “bütün” olarak seviyor ve son dönemdeki Terim fotoğrafını gönlümüzün duvarına asmak istiyoruz. Derdimiz budur…
Bir Cevap Yazın