Sedat Tunalı

Yurt dışına sık çıkanlar bilir, özellikle kendini ifade sorunu yaşayangeri kalmış ülkelerde Türkiye dendiğinde ilk duyduklarınız Galatasaray, HakanŞükür ve Hasan Şaş gibi kavramlar ve isimler olur. Bunun nedenini sadeceGalatasaray’ın UEFA şampiyonluğu ile açıklayamayız. Belki en büyük neden,ezilenlerin ezenlere karşı en büyük zaferlerinden birinin de adı olmuşturGalatasaray. Bu sorumluluğun ağırlığını hisseden kaç Galatasaraylı kaldı bilmiyorum,ama şunu biliyorum; öncelikleGalatasaraylılar olmak üzere bu sorumlulukta hepimizin payı vardır ve o sıfatalayık olmak gibi de bir zorunluluğumuz…

Bu giriş neden diye soranlar olmuştur, ya da başlığı görünce zatenanlayanlar da. Şike-Çete sürecinin en bayağı söylemlerinden biri de, “yaw şikeyebulaşmayan mı var allasen, hepimiz kirliyiz işte”li Kadıköy kaynaklı yol türküsü oldu. Evet bu ülkede geçmişte herkes bir şekilde bu çukura düşmüş olabilir.Ancak bu kirli geçmişin ortak sahipleri olarak yanıtını vermemiz gereken bir decan alıcı soru var; Geçmişte olduğu gibi gelecekte de kirli mi kalalım?

Fenerbahçelilerin kahır ekseriyeti ve Fenerbahçesizlerin de hatırısayılır bir kısmı , Galatasaray’ın geçen sezon hiçbir iddiasının olmamasınedeniyle bu kirliliğe bulaşmadığını iddia ediyor ve bunu kabullenemiyorlar.Geçmişinizde 8-0’lık bir deplasman galibiyetiyle ulaşılmış bir şampiyonluk vebenzeri kamburlar taşıyor olmanız , güncel kirliliklerden uzak olmanızlatemizlenmiş bir beyaz sayfa açmaya yetmez elbet.

Fenerbahçe Başkanı Nihat Özdemir’in”üçünüz bir biz etmez, biz olmasak bir hiçsiniz, biz batarsak bu gemibatar, (yani biz büyüğüz şike de yaparız çete de kurarız mı demek istiyor onuda tam çözemedim) şantajlarının asıl sebebi de budur, BJK Başkanı YıldırımDemirören’in elleri öpülesi Süleyman Seba’dan alıntı “şerefliikincilikler” alakasızlığının sebebi de… Öte yandan, bu ülkedeki en büyük hemşehri ve dayanışma derneğininGalatasaray şapkası altında buluştuğunu ve pekçok ilkin bu markayla hayatageçtiğini de biliyoruz, bir yandan. Durum bu iken, şike-çete sürecinin temiz futbola vesile olan bir finişle sonlanması için neredeyse hiçbirşey yapmayan, birkaç afilli açıklamadışında olan biteni “al gözümseyreyle salih”in ötesine taşıyamayan Galatasaray, bu sürecin asılkaybedeninin kendisi olacağını nasıl farkedemiyor?

Evet ülke içinde Edirne’ye kadar tüm kuralları paşa gönlümüze göredeğiştirebilir, milletin meclisini yarış pistine dönüştürebilir ve tüm burezillikleri engin toleransımızla ham yapabiliriz ve buraya kadar “hehehe yesinler birbirlerini” oryantalizmini bir gizli Galatasaray gündemine dönüştürebilirsiniz. Ama işte bir de Dünya’ın Edirne’den,Gürbulak’dan ötesi var ve oraların asıl kaybedeni, Türkiye denince akla gelenGalatasaray olacaktır.

“Türkiye’den mi geldiniz, hani şu en büyük takımışikeye bulaştı diye mevcut yasayı değiştiren Makyavelistanın ülkesi mi? Yawsöylesenize Arsenal ile final maçını yöneten hakeme gerçekten hatun mu ayarladınız maçtan önce”

Galatasaray’ın temel çelişkisi budur ve tarihsel bir dönemeçtedir. Yabu pisliğin temizlenmesi için etkin rol alacak ya da Özdemir Asaf şiirinin enafili dizesi olacak.

Başarılı İşadamı Mehmet Ali Aydınlar!

Dramatik bir giriş olacak ama başka çarem yok; Bana göstermediler diyerek kaçışına gerekçe yaptığı belgeleri, kendidüzenlediği basın toplantısında kamuoyuna karşı okuyan birinden bahsediyoruz.Bir insan kendi kendiyle bu kadar acımasızca nasıl oynar anlamak çok zor. Ve ben ” grogi” durumdaki bir insana dair kalem oynatmak istemiyorum. Elbet sis bulutları dağılacak ve kimlerinkimler hesabına hangi kılıklara girdiği, hangi oyunların ödüllük performanslarını sergiledikleri açığa çıkacaktır. Benim şansım kendisiyle mahkeme sürecinde de hesaplaşma şansı bulmam olacaktır. Bazı bilgilerin devletin kayıtlarına girmesinde gelecek nesiller ve ahlak adına büyük önemi var. Tek bir şey hiç çıkmıyor aklımdam; Bu işadamı portresinin Acıbadem gibi bir mucizeyi yaratabilmişolmasına hala inanamıyorum. Hadi hayırlısı…

Şenes Erzik Federasyon Başkan Adayı Olacakmış!

Monşerler dönemi sona erdi diyenler yalan mı söylüyor yoksa! Yoksa egemenlerin MAA istifası sonrası senaryolarını hayata geçirmekiçin planın ikinci maddesi mi uygulamaya konuyor? Kerameti kendinden menkulkalıbını ne zaman duysam, Şenes Erzik gelir aklıma. Fenerbahçeliliği malumCankurtaran Holding’ten UEFA’ya uzanan kişisel kariyeri kime ne kazandırmış bilmiyorumama, kendi çapında bir fenoman yarattığı açık.

Trabzonspor’un UEFA nezdinde yüzde yüz haklı olduğu bir davada zerre katkı yap-a-mayan ve milyonlarca liranın çöpe atılmasına engel olamayanErzik’in, konu İstanbul kulüpleri olduğunda dakkasında iş bitirdiğini de biliyoruz.

Sahi Malatyaspor’un 1990’da şikeyle ligden düşürüldüğü “resmen” ortaya çıktığında mahkemekararının sümen altı edilip Malatya açık açık doğranırken şikeye gözlerinikapayan TFF Başkanı kimdi? Bildiniz; dönemin Mutki Mal Müdürü Cenap Egecangil!

Fenerbahçeliliği malum Şenes Erzik ve onun şurekası medya marifetiylepompaya başladılar ama bilmeliler ki, bu gaz kimseyi uçurmaz. Zira birtarafından üfleyince öte tarafından kaçırıyor. Bana biraz da UEFA’daki CHP’yi anımsatan (asla iktidar olamayacağınıbilme sendromu)Erzik’in yerinde olsam, Mehmet Ali Aydınlar gibi dolambaçlıyollara girmez direk Fenerbahçe Başkanlığına aday olurdum. Ne de olsa büyüktecrübesi var, Fenerbahçe’yi de abad eder!