İRRASYONEL ÖZGÜVENİN TRAJEDİSİ!
Fenerbahçe fanatizminin algı-olgu-sentez korelasyonunu zaafa uğrattığı “ünlü” isimlerden biri de deneyimli bir gazeteci olmasına rağmen herhangi bir ceridede ortak geçmiş biriktiremediğimiz gazeteci yazar Ergun Babahan. Haliyle kişisel olarak nasıl bir insan olduğuna dair herhangi bir fikrim yok , ama kaleminden çıkan yazılar nedeniyle pek çok civcivi acil servise yetiştirdiğim oldu.
Kimi yazarlar, koşullara göre iddialı cümleler kurmaya bayılırlar. Bu da bir varoluş yöntemi, kendileri bilir. Ama bazı cümleler var ki insanın aklına durup dururken Namık Kemal’i düşürür; “Fenerbahçe’yi düşürmeye kimsenin gücü yetmez.”
Sayın Babahan gazetesinin 22 Mart nüshasında da , Trabzonspor yönetiminin , basketbolda G.S’ın düşmeme mücadelesindeki en büyük rakibi Antalya BŞB’ne , Necati transferi karşılığı! bilerek yenildiği iddiasıyla sarı-kırmızılılara ateş püskürdüğünü dile getirerek “ Trabzonspor’a günaydın” demiş.
Her ortalama zeka Babahan’ın Trabzonspor ya da G.Saray için “hayırlı” rüya görmeyeceğini bilir, burada amaç bir taşla iki kuş vurarak, kendisinin aslında ne kadar zeki bir yazar olduğuna dair bilinçaltına istiap haddini aşmış balon desteği yapmak.
“Geçen sene de Fenerbahçe şampiyon olmasın diye futbolda Trabzonspor’a yattıklarını Başkan Aziz Yıldırım mahkemede açıkladı” demiş bir de, tipik bir oportunizm.
Sayın Aziz Yıldırım’ın iddiasının arkasına saklanmak hiç mertçe değil. Eğer siz de böyle olduğuna inanıyorsanız, ki sürecin başından beri her yazı bunun ispatidir, kalkar kendi düşünceniz olarak bunu yazar ve Yıldırım’a da destek verirsiniz. Ama ne olur ne olmaz, ceza meza gelir, yanarsa Aziz bey yansın siz hacıyatmaz kalmaya devam edin, öyle mi!
İkincisi Trabzonspor’un basketbol takımı yok. Yani futbol takımı başka bir dernek , basket takımı ayrı dernek, hiçbir organik bağları yok.
Üçüncüsü açıklamayı yapan Trabzonspor değil, basket takımının yöneticileri, haliyle onların da hiç alakaları yok .
Dördüncüsü şike iddiasında bulunduğu maçı Trabzonspor zar-zor kazanmış, ve hatta bazı Fenerbahçeli dostlarıyla sıkı fıkı ilişki içindeki Galatasaraylı futbolcuların teşvik primi aldığı bile konuşulmuştu.
Babahan’ın aşağıladığı “Galatasaraylılık Duruşu”na muhataplarının ne diyeceğini bilmem, ama ben namus, haysiyet ve adalet üzerine kurguladığım Trabzon tarifini , ne Babahan ne de tıpkı basım benzerlerinin hiçbir zaman anlayamayacak kadar körleştiklerine inanıyorum. Allah Kurtarsın!
İstanbul Trafik Vakfı’nın Amacı Ne?
Nisan 1995’den beri bu Vakıf İstanbul sokaklarından araç çeker!
Dışarıdan gelen biri zanneder ki İstanbul’da yeterli otopark vardır da; sürücüler zevk olsun diye araçlarını sokaklarda bırakarak Vakfa gelir olurlar!
Ceza Hukuku’nun temel felsefesi , toplumsal hayatın düzenlenmesi ve günlük hayata pozitif katkı olarak da tarif edilir. Bu alıntının nedenini aşağıdaki yazıyı okuyunca anlayacaksınız.
OLAY Kadıköy Rıhtım caddesinde geçiyor. Bilenler bilir, Kadıköy Rıhtım Caddesi trafiği özellikle saat 20. 00 den sonra Deniz Otel yönünde rahatlar, Ziraat Bankası tarafında ise duraklar vardır, otobüslerin dönüş yeri vardır, kafeler vardır, var oğlu vardır. Yani Rıhtım caddesinde yoğunluk Ziraat Bankası önünden başlar, Ulusoy yazıhanesinin sokağında biter.
Geçen hafta Perşembe akşamı Rıhtım’a inip “bildiğim” lokantada çorba içmek için aracımı o lokantanın önüne bıraktım. Bu arada bir arka sokak olan Tayyareci Sami Sokak’a giderek birgün önce unuttuğum kitabımı aldım ve hemen döndüm, zira aklımda çorba midemde kedi yavruları savaşı vardı. Sadece birkaç dakika sonra döndüğümde aracımın yerinde yeller estiğini gördüm ve hemen lokanta sahibine sordum, “abi biz gördüğümüzde aracını yükleyip gidiyorlardı ”
Yasaya göre o araç oradan çekilebilir evet. Ama o anda orada çift sıra olarak bekleyen taksileri mi yoksa otobüs firmalarının trafiği engelleyen servis otobüslerini mi , onlarca otoyu mu yazmalı bilmiyorum. Ama onların hiçbiri değil, gariban görülen bizim taka çekildi!. Kesinlikle iyi niyetli bir eylem değildi ve kesinlikle trafiği açmak gibi bir dert yoktu. Öyle bir dertleri olsa öncelikle çekilecek onlarca araç vardı ama sanırım onlar esnaf arkadaşlara aitti!!
Hemen o dakikada orada bekleyen araçların fotosunu çektim. Vakfın başkanı olan Sayın Vali’ye görüntüleri ve ceza makbuzunu saatiyle gösterebilirim.
Sayın Vali bilmeli ki ortada büyük bir haksızlık var.
Bu anlaşılması zor ceza ve çekme sonrası aracımda oluşan zararı söylemediysem, efendiliğimdendir. Bu ceza aslında kafamı kurcalayan bir soruya da cevaptı: Her yerde çağdaş bir hizmet veren İSPARK’ın neden Rıhtım Caddesinde görev yapmadığını merak ediyordum, öğrenmiş oldum. Öyle ya vatandaşa çile VAKFA araç çektirmek ve para kazanmak varken ne diye kolaylık sağlansın ki?
Bir Cevap Yazın