Futbolda Yeni Dönem ve Fırat Aydınus Örneği
Doğuda yaşayan hemen her ailenin bir şekilde sahabelerle akrabalık kurduğunu biliyoruz. Benim doğup büyüdüğüm topraklarda, yani yalancı cennet Doğu Karadeniz sahilinde böyle bir gelenek yok, haliyle bir peygamber neslinden gelmiyoruz, hatalarımız da en az sevaplarımız kadar yoğun. Anlayan anladı.
Trabzonsporlu bir bayan taraftarımız, son yazımızdaki dürüstlük ve erkeklik vurgusundan rahatsız olduğunu yazmış, tekrar okudum yazıyı, evet son cümledeki erkeklik vurgusu, “erkekçe duruş” tavrının sadece erkeklere özgü olduğu anlamı çıkarmaya yetmiş. Vurguyu “delikanlılık” üzerine yapsaydık daha kolayca anlaşılabilecekti meramımız. Zira önceki birçok yazımızda “erkekliğin” apış arasına kondurulmuş bir çubuğun marifeti olamayacağını da söylemişiz. Yine de ne “delikanlılık” TS’liler mahsus bir durumdur, ne de adamlık. Adam Fenerli de olsa adamdır, adam olmayan da TSli de olsa adam değildir. Gelelim maça ve Aydınus’a;
Önce Aykut Kocaman’ı kutlayalım, bir yerimiz eksilmez. Emre’yi Trabzon’a götürmeyerek çok klas bir hamle ile başladığı maçı, kendisi açısından bir kazanca dönüştürerek ayrıldı Trabzon’dan. Eğer Şampiyonlar Ligi’nde Trabzon’un “belalısı” olan o direkler bu kez FB’nin belalısı olmasa 3 puanla dönebilecekleri bir performans sergilediler. Kaleci Volkan’ın klasikleşmiş hareketleri dışında hiçbir fevri hareket yapmayan iki takım oyuncularını da kutlayalım ve Fırat Aydınus’a geçelim.
Maç devam ederken Aydınus’un yan hakemin bayrağına rağmen golü vermesine dair bir twit attım ve haliyle tepki aldım. Sonrasında hakemler de pozisyon hakkında ikiye bölündü, kimi penaltı dedi kimi değil dedi. Ben “iyi niyetli” bir insan olarak Fırat Aydınus’un öyle gördüğüne ve çağdaş bir yorum yaptığına inandım. Sonrasındaki performansı ise büyük bir yanılgı içinde olduğumu gösterdi. Trabzon lehine vermediği 2, aleyhine 1 penaltı konumuz değil, bu pozisyonlara bakarak bir zihniyeti ifşa etmek çok zordur.
Ama misalen, golden birkaç dakika sonra Lig TV’nin tekrarını vermeye gerek görmediği bir pozisyonda sarı kartlı Caner gözlerinin önünde Volkan’ı ya da Sekan’ı (tekrar olmadığı için emin değilim) arkadan çekerek düşürdü. Bu pozisyon dünyanın her tarafında sarı karttır, yani FB 10 kişi kalacaktı ve daha oynanmamış 50-55 dakika vardı.
İşte Fırat Aydınus bu pozisyonda (Caner bir kritik müdahale daha yaptı, Fırat yine “görmedi” , muhtemelen biri Aykut hocanın kulağına fısıldadı ki, sahanın en iyilerinden Caner 2.yarı oyundan alındı)
Aydınus’a F.B’nin golündeki “çağdaş” yorumu Saraçoğlu ya da Arena’da yapabilir misiniz diye sormuyorum, o da bir Türk hakemi ve hangi sahada hangi yorumu yapacağını çok iyi bilir. Ama şunu sorabiliriz;
Sayın Fırat Aydınus, yazılı kurallara göre oyundan atmanız gereken Caner’i, yazılı olmayan hangi kurallara ya da kaygılara göre oyunda tuttunuz?
Öyle Colman sarı kart görmesin diye sarılarak, “Colman’ı atarsak Caner’i neden atmadın diye sorarlar, ne derim!” diye bas bas bağıran vücut diliniz ancak “sizinkileri” tatmin eder, namuslu insanlar sizden yanıt bekliyor.
Burak’a rekor kırdırmak için tüm organizasyonlarını rakip defansın göbeğine mahkum eden takımı da kutlamak gerek. Takım farklı kazanacağı maçları berabere mi bitirmiş dediniz? Eh o kadar da olsun canım, bir rekor kaç yılda kırılıyor haberiniz var mı?
UEFA’nın vereceği muhtemel ceza sonrası ligimiz büyük annelerimizin ligine dönüşeceğinden, F.Aydınus , C. Çakır ve benzeri güce tapan düdüklü arkadaşlarla çok güzel sezonlar geçireceğimize inanıyorum. Hayır düşünsenize Beşiktaş havaalanı bile olmayan Braga’yı eleyeceğim diye kaç saatlik yol uçtu. Şimdi TFF’nin yapması gereken Hasköy, Feriköy , Yeşildirek, Vefa ve Beykoz’u da lige çıkararak İstanbul Ligini yeniden hayata geçirmesidir.
Hakkari’de Var Bir Sınav!
Gece hayatına “donanımsız” dalış yapma heveslisi erkeklerin damsız girilmeyen mekanlara sızmak için kullanageldikleri “içerde bir arkadaşa bakıcaami” klişesi nicedir kullanım dışı. Ama Kastamonu’da arkadaş kurbanı olarak Hakkari’li arkadaşlarını görmeye giden Sedat Toygar’ın sınav sonrası açıklamaları içimizi ısıttı. Bir arkadaşa olmasa da, yıllardır yanlış anlatılan bir halka bakmış Toygar ve Hakkari’nin beklediğinden çok daha güzel olduğunu söylemiş.
Yüzyıllardır bir arada yaşayan insanlarımız birbirlerine yanlış anlatılmış; farklı kültürlerle zenginleşmek yerine ayrıştırma esnafı emperyalist çakalların tuzağına düşülmüştür.
Toygar’dan yola çıkarak, YGS benzeri sınavların gençlerimizin ülkeyi ve kardeşlerini yakından tanımaları ve “insan” gerçeğiyle aracısız yüzleşebilmeleri için, doğudaki gençlerimizi batıda, batıdakileri de doğuda sınavlasak ve ulaşım masraflarını devlet karşılasa? Pilot uygulama olarak başlayamaz mı? Kızılay eski Genel Başkanı Tekin Küçükali Turkuvaz grubunun da desteğiyle sınırlı bir çalışma yapmış ve çok güzel dostluklar kurulmuştu.
Bir Cevap Yazın