SİZ AZİZ YILDIRIM OLSANIZ NE YAPARINIZ?

Öğrencilik yıllarımızda birkaç haftalık göz altılarımızı saymazsak ömrümüzün hiçbir döneminde dört duvara mahkum olmadığımızı söyleyelim. Öğrencilik göz altıları, açlık grevleri ve şekerli sularıyla olsa olsa faşizme direnişin romantik eğlenceleriydi o yaş bizleri için, ne yediğimiz dayaklar iz bıraktı ruhumuzda, ne de acıdı bedenlerimiz. Kulağım sağır, sırtımda geçmeyen birkaç ağrı ve sağ elimin içinde hiç geçmeyen bir bıçak yarasını saymazsak tabiJ

Askerliğimi de , her  Türk’ün asker doğduğunu bir an için unuttuğum  bir döneme denk geldiği için bedelli olarak yaptım. Vanlı devrem Mahmut ve bu aralar A haber’de “Deşifre” programını başarıyla sürdüren Mehmet Ali Önel şahitlerimdir! 28 Günlük bedelli askerliğimin daha ikinci gününde firara teşebbüs ettim ve ayaklarımdan çekerek indirdiler beni, evet bildiniz o kışlayı çevreleyen yüksek duvardan! Antalya’nın 40 derece sıcağı askeri disiplin altında ve 33 yaşında çekilmiyordu çünkü.  Buna rağmen 200 metreden G-3’le atış yarışmasında, uzun dönemler dahil 600 kişi arasında nasıl birinci olduğumu da Mehmet Ali’ye sorarsınız!

Kişi başkalarını eleştirirken empati kurmayı  ve “yerinde olmanın ne demek olduğunu az çok tahmin edebilmeyi becermeli ve öyle konuşmalı, yazmalı.

Şike-Çete suçlamasıyla yargılaması tutuklu olarak devam eden Aziz Yıldırım’ın, türlü çeşitli sağlık nedenleri dolayısıyla kendisini o dört duvarın dışına atma çabalarını işte bu yüzden hiç yadırgamıyorum. Elbette ki toplumsal düzen denen “tüketimi daim iktidarı kaim” kılma oyununu kurgulayan “büyük ağabeyler”  açısından her kaçış duvarda açılan bir gediktir, lakin dünya görüşümüz gereği cezaevlerine gerek duymayan bir büyük barıştan yana olduğumuz için her türden tutsaklığı da reddediyorum.

Ama dört duvar arasından özgürlüğe kaçış için her yolu  ne kadar onaylıyorsam, dört duvarın dışındaki her türden çakallığa da o kadar karşı olduğumu vurgulamak istiyorum. Misal Emre Belözoğlu’nu çok açık ırkçılığına rağmen “kağıt üzerinde”  temize çıkarmak için olmadık taklalar atanların isimlerini tarihin ayıp defterine yazmak bizim vicdani borcumuzdur.

EMRE B. IRKÇILIKTAN NASIL “SIYRILTILDI”

Sıyrıltıldı diyorum, zira hukuki ve siyasi destek bulamayan herhangi birinin bu kadar aleni bir suça rağmen tereyağından kıl çekercesine ırkçılık suçlamasından bir başına sıyrılması mümkün değildi.

Olay nasıl gelişti diyenlere küçük bir özet geçeyim;

1-Emre Belözoğlu Didier Zokora’ya maç içinde “fucking negro” dediği iddiasıyla suçlandı, kendisi de canlı yayına bağlandığı bir tv programında suçunu ikrar etti

2- Bunun üzerine dosyayı inceleyen TFF Hukuk Kurulu, EB’nin ikrarı ve maç görüntülerinden yeterli kanaate ulaşarak EB’yi “Ayrımcılık” maddesinden PFDK’ya sevk etti.

3-PFDK TFF Hukuk Kurulu’nun “kanaatini” yeterli görmeyerek  bilirkişi olarak Konuşma Engelliler Federasyonu Başkanı Özgür Tekol’dan rapor istedi. Ancak rapor istendiği gibi gelmedi, zira Özgür Tekol EB’nin “Fuckıng negro” ifadesini kullandığını belirtiyordu.

4-PFDK “uygun” raporu verebilecek bilirkişiyi bulana dek rapor alma kararlılığının karşılığını ikinci raporda buldu. Bu raporda Türkiye İşitme Engelliler Federasyon Başkanı Ercüment Tanrıverdi ile eğitmen Seçil Tanrıverdi’nin imzası vardı. Ve rapor “zevahiri” şöyle paketlemişti: “Şüphelinin sırasıyla M.Fucking  ve Fuckin N…. Dediği, ancak “fucking N dediği sırada görüntüye Zokora’nın dirseği geldiğinden ikinci kelimenin tam olarak saptanamadığı”

5- Nihayet “özlenen” rapora kavuşulduğundan “ gerekli ceza” verilip, dosyanın beklendiği gibi  Tahkim Kurulu safhasına geçilebilirdi. Ancak herkes biliyordu ki bu bilirkişi raporuna göre EB’nin ırkçılıktan suçlu bulunmasının imkanı kalmamış, ve “sümen altı” operasyonlarından biri daha hukuk eliyle zafere ulaştırılmıştı.

6- Bu verilerden sonra savcılık makamının suç duyurusunu kabul edip hukuki süreci başlatması küçük bir ihtimal olarak kalıyordu.

Noktayı koymak da Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Suat Gül’e düştü; “ futbolcu Emre’nin zokoraya hakaret ettiği anlaşılmakla birlikte “negro” sözünü sarf edip ayrımcılık yaptığına dair kamu davası açmak için yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği, olayın EB ile Zokora arasında cereyan etmiş olup, hiç kimsenin söylenen bu sözlere tanık olmadığı,  Zokora’nın şikayetinhin bulunmadığı vs vs. , yeterli delil elde ed,ilemediği , atılı suçun unsurlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu itibarla şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına “

SORULAR

Bu rapor üzerine görüştüğüm şikayetçi Trabzonspor Hukuk Bürosu  kurumsal olarak şu sorulara yanıt aradıklarını ve takdiri kamuoyuna bırakacaklarını ifade etti.

1-      PFDK ilk bilirkişi raporuna neden itibar etmemiştir

2-      2. Bilirkişi raporunda Zokora’nın Kolu, birinci raporu hazırlayan bilirkişilerin gözünden nasıl kaçmıştır

3-      Savcılık makamı, EB’nin DZ’ye yönelik ırkçı söylemine kimsenin tanık olmadığını neye dayanarak söylemiştir. Burak Yılmaz başta olmak üzere olayın çok yakınında olan diğer futbolcular neden dinlenme gereği bile duyulmamıştır? Savcı Burak Yılmaz’a “duydun mu” diye sormuş mudur? Sormadıysa bu kanaate nasıl varmıştır?

4-      Bir şüpheli ya da zanlının geçmişindeki olayların, benzer konular gündeme geldiğinde bir anlamı olmakta mıdır? Hakkında daha önce de ırkçılık suçlamalarında bulunulan EB’nin adli ve vicdani geçmişinin savcılık makamında bir değeri bulunmakta mıdır?

 

“SİZ AZİZ YILDIRIM OLSANIZ NE YAPARINIZ?” için 5 cevap

  1. Ergun bey fazlasıyla gördüğünüzün farkındayım…
    Yazınızı da gayet iyi anladım. Konu gayet net, neyi savunma gayreti içerisinde olduğunuz da. O cümle aralarına sıkıştırılmış masum görünen sözde adalet arayıcılığı, sözcülüğü ile şeytanın avukatlığını yaptığınızı görmezden geleceğimi düşündü iseniz yanıldınız..Ne çok gördük biz tarzları.

    “Yani mesele orda ırk değil karşısında ki o siyahi adama öfkesini belirtme şeklidir..”

    Evet bu bakış açısına sadece hayretle bakılır ve ardından acı bir tebessümle gülünür. Siz bunları bir senedir devam eden dava konusu iddialara inanmak istemeyen günahsız FB taraftarına anlatın zira bizim külahımıza anlatırsınız.

    Beğen

  2. Muharrem Kardeşim,
    Ben asla Zokorra nın tekmesi ile Emre nin davranışını karşılaştırmadım.. Yazım gayet açık. Lütfen tekrar okuyun. Ben sadece Tunalı nın bu pozizyon ile ilgili yorumunu merak ettiğim için yazdım.. Kendileride yazmışlar.. Yeterlidir.. Bir kıyas peşinde de değilim olayları azımsama peşindede değilim..Hakemin besiretsizliğini malzemede yapmadım.. Yanlış anlaşılma var.
    Kimin aczinden neler yaptığını kimlerin yapmaya çalışıp beceremediğini kimin çaresiz kalıp hükümeti tehdit ettiğini resmi makamlarca kayıt altına alınmış durumda.
    Dava devam ediyor.. Hüküm hakkı hakimdedir. Sizde değil.
    Bana devamlı İstanbul medyası diye hitap etmişsiniz ama belirteyim asla yakından uzaktan herhangi bir medya türü ile ilgim alakam yoktur. Belirteyim. İşim gücüm vardır.. Bildiğiniz bir taraftarım, sokaklarda, berberlerde, kahvelerde takside, iş yerinde futbol konuşan cinsten yani. Medya mensubu olsam saklamam ama değilim.
    Atakan bey, yazınızda zeka ile ilgili bir argüman göremedim.. Bence zeka meselelerine girmeyin siz..
    Anladığınız kadar ile yazımı yorumlamışsınız.. Ama siz anlasaydın sanıırm bende bir sorun olacaktı.
    Sedat Tunalı anlamış ve 3 cümle ile aslında gayet geniş bir yanıt vermiş.. O yanıtı okursanız belki yazımı da anlarsınız.. Anlamazsanız da çok önemsemeyin. Dizilere, sitcom lara, Recep İvedik lere devam…
    Sedat bey ve Muharrem bey e selam larla..

    Beğen

  3. Bu görüşlerini okuduktan sonra Ergun bey’in Avrupa ülkelerinde benzer ifadeyi kullanan sporculara verilen cezaları hangi bakış acısıyla yorumlayacağını tahmin etmek zor değil. Zorlama yorumlarla kılıfına uydurma konusunda gayretli bir grup insanı tarihe ve zihnimize kazıdık özellikle son bir yıl içerisinde. Herkes düşüncesinde özgür, kendi yorumunu yapabilir elbet ama insanları kendinden daha az zekaya sahip olduğu aldanmasından mıdır nedir yapılan bu zorlama yorumlar, hukuka uygun hale getirmek için kes kopyala yapıştır kolaycılığı yok mu .. Bu insanlar hangi vicdan yargısından beraatle çıkabilir ki?
    Başarı için her yol mubah anasına söv, milliyetine söv, ırkına söv, cinsine söv, tükür vb. bunlar yıldırmak için yapılabilir nasılsa yeter ki amacına ulaş. Maç biter her şey saha da kalır. Yapabiliyorsan sen de yap. Kimin midesi daha geniş, kim daha vurdumduymaz, kim daha ahlaktan uzak bunları anlayabilmek için izliyoruz biz maçları. Futbol dediğin şey de bu değil mi zaten. Küfürler, kasıtlı tekmeler, dirsekler, tükürükler.. Bunları izlemek için kombine alıyoruz, gidemediğimiz maçlardaki bu anları daha iyi görebilmek için HD yayın için yayıncı kuruluşa para ödüyoruz. Futbolun zevkli yanı bunlar, fairplay ruhuyla oynan maçlar da neyin nesi! Avrupa liglerinin tadı yok. Gerçek futbol bizde.Daha kaliteli profesyonel ahlaksızlar izlemek için altyapı yatırımlarından kaçmamalıyız, Daha kaliteli ahlaksız yöneticileri futbolun başına getirmeliyiz ancak bu şekilde bu ülkede ki futbol bizi tatmin eder. Ahlaksızlık sahaya yansımıyor çünkü ahlaksızlık kavramının karşılığı yok artık. Hafta içi diziler, hafta sonu futbol..İyi seyirler.

    Beğen

  4. Muharrem Durmuş Avatar
    Muharrem Durmuş

    Ergun bey,
    Zokora nın tekmesiyle Emre nin ırkçılık girişimini karşılaştırırsanız bence hata yaparsınız.Aslında bu olayları değerlendirirken taraftar formalarını da çıkarmak gerekir.Zokoranın yaptığı fauldür aynen katılıyorum ama futbol kuralları içerisin de cezası da bellidir.cezasının da verilmesi taraftarıyım.Ancak Emrenin yaptığından sonra siz İstanbul medyasının tutumu hakemleride şamar oğlanına çevirmiştir.Aslında hakemin Zokoraya kırmızı kart gösterememesi Emrenin küfrünü sulandırma çabasından başka bir şey değildir ve gördüğünüz gibi yine sizlerin işine yaramış ve olay karşılıklı hak yarışına dönüştürülmüştür.Halbuki Emrenin densizliğinden sonra siz İstanbul medyası olayı sulandırmasaydınız; demişmi? dememiş mi? yok tam görünmüyor,yok başka bir şey mi dedi gibi davranmasaydınız da İnsanlığın gereğini yapsaydınız,sizin ifadenizle “faşizme” dolaylıda olsa destek olmasaydınız zaten Zokora da o tekmeyi atmayacaktı.Ama attı ve cezası kırmızı kart olmalıydı.Sizde hakemin basiretsizliğini malzeme yapmasaydınız.
    Gerçi her şeyiyle aşikar olan şike olaylarının şu duruma getirildiği ülkemizde Emre nin yaptığı da sizin bu olaylardan geçiminizi sağlamanız da normal.
    Dünyada kimin görüşü ne olursa olsun önemli olan insanların samimi olmasıdır.İçten olmalarıdır.Omurga sahibi olmalarıdır.Biz yanlış işler yapabiliriz ancak inanın ki aczimizden, çaresizliğimizdendir.Bu da davamıza takımımıza olan bağlılığımızdandır.Omurgalı ve samimi…

    Beğen

  5. Çok açıktır ki bir insan bir insana ana avrat küfür ettiği zaman, asla aklında o kişinin anası ya da avradı ile ilgili bir FİİL olmaz.. Yani o esnada bunu hayal ederek bu fiili çok yapmak isteyerek değilde karşısındaki kişiye sinirini gösterip onu psikolojik olarak ezmek için söyler.. Hiç kimse bu küfürü duymak istemez ama bu küfür le hakim karşısına çıkarsanız hakaretten ceza alırsınız SAPIKLIK tan değil..
    çünkü çok açıktır ki orda gaye karşı tarafa öfkeyi belirtmektir.. (TASVİP EDİLEMEZ AMA GERÇEK BUDUR)
    Bu topraklarda afrika kökenlilere karşı bir faşizanlık yoktur.. Hepimiz de biliyoruz ki Emre kardeşimiz orda o küfürü (etti ise) az evel sayDığımzı ruh halinde etmiştir. Yani mesele orda ırk değil karşısında ki o siyahi adama öfkesini belirtme şeklidir..
    Bu da başlı başına kabul edilemez.. Doğru değildir.. AYIPTIR.
    Ama ırkçılıkmıdır.. Hayır. Değildir.. Küfür müdür? Evet Küfürdür.. Hakaretmidir? Evet hakarettir.. AMA IRKÇILIK DEĞİLDİR..
    Sanırım PFDK da yüce yargı da konuyu böyle ele aldı.. iyi niyetli değerlendirmenizde fayda var.. Herkesi itham edeceğinize..
    Konusu açılmışken Emre bugün o siyahi futbolcuyu kasten yaralama teşşebüsü ile sanırım dava etti..
    Bu konuda yani sizin futbolcunuzun neden o tekmeyi attığı ile ilgili yanıtlar olabilir..
    Yani etki tepki gibi bir savunma sunulabilir.. Sahada oolmuştur sahada kalmalıdır..
    Fakaaat hala sizden o hakemin o hareketi nasıl ihraçla cezalandırmadığı konusunda yorum bekliyorum..
    Appiah ın pozizyonunu yıllardır yazan biri olarak o emreye yapılan faul pozisyonunu ve hakemin kararını da lütfen yorumlayınız..
    Şayet yoırumlamazsanız da lütfen artık eskiyi unutun önümüzdeki günlerede de size yapılan haksızlıkları da ” OLABİLİR YANİ HAKEM HATASI ” dye değerlendirin. / dostum çok kısıtlı zamanda yazıyorum. hakem adam olsaydı zokorayı 2 kere atardı oyundna, ama adam değilmiş ve ben de bunu yazdım zaten. emre değil de herhangi bir kişi olsa dediğinize katılırdım, ama emre nin ilk vukuatı değil bu, objektif olalım…ve biraz da gerçekçi , belki::

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: