Şike-Çete Süreci ve Trabzon Barosu-2
Kerim Korcan’ın eşsiz eseri “Tatar Ramazan”ın Melih Gülgenyönetmenliğinde beyaz perdeye aktarılan filminin en “can alıcı” sahnelerindenbirinde, Tatar Ramazan herkesi haraca bağlayan çetenin reisi Abdurrahman Çavuş’u cezaevi avlusunda tek bir hamleyle öldürür veparmaklıklar ardından kendisini izleyen cezaevi müdürü ve gardiyanlaraseslenir; “burada vurulacak tek bir adamvardı, onu da ben vurdum”
Trabzon Barosu’nun Tatar Ramazan kesilip, bu sürecin vurulacaktek adamına karşı racon kesmesini beklemek elbette ki romantizmin alıklık evresi olur, nitekim Tatar Ramazan da cezaevinin madrabazını temizledi diye bir çıkar sağlamadı bir de ekstradan 7 yıl daha yedi!
Lakin, Abdurrahman Çavuş’a ses çıkar-a-mayanların, “bizekasabalı dedi” gerekçesiyle Yavuz Saltık’ı mahkemeye verip hukuk marifetiylesusturmaya çalışmalarını bir “kentsoylu”davranışı zannedenler fena halde yanılıyor. Aynı amaç uğrunda çalıştığıizlenimi veren iki taraf arasındaki bir sorun mahkemeye taşınıyorsa, bunun adıher iklimde komplekstir.
Yukarda yazdıklarım Trabzon Barosu adına yapılacak tek bir açıklama ile kendini anındasıfırlar!
Mesela Trabzon barosu derse ki; “biz şehre ve şehri temsil eden değerlereyönelik hiçbir hakareti üzerimize almıyor ve sadece şahsımızı ve kurumumuzuilgilendiren saldırıları ciddiye alıyoruz, Trabzon’un onurunu, şerefini korumakbizim işimiz değil!”
Biz de o anda barodan özür diler, biz sizi yanlış anlamışızözür dileriz der köşemize çekiliriz.
Yok hem bu ya da buna benzer bir açıklama yapmayacak, hem deşehrin kaynaklarından azami faydayı sağlamak için her türlü yoludeneyecekseniz, bilinmeli ki tüm hayatını Trabzon aşkıyla ve zerre beklenti içinde olmadan yaşayan Yavuz Saltıkyalnız değildir. Size yakışan Sedat Tunalı’yı da mahkemeye vermenizdir. Aziz Yıldırım, Mehmet Ali Aydınlar, AykutKocaman ve benzerlerinden neyiniz eksik değil mi, onlar da Hem yavuz’u hem benimahkemeye verdiler , kambersiz düğün mü olur?
Fatih Tekke!
İddialı olacakbiliyorum, Türk Futbolunun son 20 yılında yetiştirdiği en yetenekli ikifutbolcudan biri Sergen Yalçın, diğeri de Fatih Tekke’dir!
Bir uluslar arası futbol organizasyonunda şampiyonluğaulaşan ilk Türk futbolcu olan, üstelik bu UEFA finalinde maçın adamı seçilen,ancak bu tarihi maçını hiçbir Türk gazetecinin izlememiş olmasının burukluğunuda hep içinde taşıyan, futbolun her anlamda “patronu” sayılan Platini’nin dehayranlığını ifade ettiği ama Türk MilliTakım “kliğinde” fazla şans verilmeyen Fatih Tekke şimdi bonservisi elinde ne yapacağınıdüşünüyor!
İstanbul Yerel medyasının ve onun yarattığı karton imparatorlarınHakan Şükür’e göre “oynadığı” düzeninkurbanıdır Tekke. Biat etmeyen karakterinedeniyle tıpkı aşığı olduğu şehri gibi hep ötekileştirilen Fatih Tekke , TS’yedönmeli ve genç nesle her yönüyle modelolabilecek karakteri ve tecrübesiyleyeniden aileye katılmalıdır. Ve bu, göründüğünden de elzemdir!
Bir Cevap Yazın