AZİZ YILDIRIM’IN YÜZÜ…
Takvim Gazetesi şike-çete davası sanığı Aziz Yıldırım’ıncezaevine girmeden önceki son fotolarından biriyle cezaevinden tahliye olurkençekilen fotoğrafını yan yana koymuş. Neresinden baksan düşündürücü…
Aziz Yıldırım’ın yüzüne yansıyan ifadenin imrenilecek biryanı olmadığını hepimiz biliyoruz. Cezaevindekidüzenli yaşamın zahire yaptığı olumlu katkı da kolayca görülebiliyor. Ama AzizYıldırım gibi lider karakterdeki insanların bedenleri değil ruhları yara alır,Yıldırım’ın ruhundaki yaraları görmemek olası değil. Değil bir yıl bir gün bileözgürlüğünden mahrum edilmemiş insanların bu “durum”u anlamalarınıbeklemiyoruz. Aziz Yıldırım’ı “anlamak”isteyenlere belki bir nebze yardımı olabilecek bir Nazım Hikmet şiirinihatırlatalım;
“…
Bu anda ne düşmek dalgalara / ne kavga ne hürriyet ne karım
Toprak, güneş ve ben / bahtiyarım”
Adli yargılama süreci bitti ve mahkeme şike ve çete suçunusabit görerek sanıklara çeşitli cezalar verdi. Yargıtay safhası bitene dek hukuk son sözsünü söylemiş sayılamasa da,çok ciddi bir sonuçla karşı karşıya olduğumuz kaçışı olmayan bir gerçeklik olarakönümüzde duruyor.
Adli yargılama süresince söyleye geldiğim şey hep şu oldu;
Fenerbahçe camiası bu operasyonun bir cemaat işi olduğufikrine sabitlenerek bu sorunu aşamaz!.
Cemaat iddiası , mahkeme tarafından da sabit görünen şikeyive başkalarının hakkının gaspını haklı kılamaz!, kılmamalı.
“Şike sahaya yansımamıştır” masalı ve “oyuncularımızınemeğine yazık” edebiyatı, aslında, karşı tarafın , yani Trabzon’un çalınanemeğini hiçleştirmede bir mahzur görmeyen elitist kibrin ifadesiydi.
Yani şampiyonluk mücadelesi veren F.B’li oyuncular ter döküyor, ama Trabzonlu oyuncularbenzin mi yakıyordu! Şahsen F.Bahçeli oyuncuların hiçbir “şaibeye”karıştıklarına inanmıyorum, elbette onların emeğine saygı duyacağız, amaTrabzon’un haklarını kim savunacak? Godot mu?
Medya ve toplum planlamasını çok başarılı şekilde yürüten F.Bahçe, bana göre hukuk sürecinde sınıfta kalmıştır. En başta CAS tuzağına düşülmüşve kulübün hem parası hem de itibarı yara almıştır. Bir hukukçu olmadığı içinbu sürece yön vermesini, haliylebekleyemeyeceğimiz Aziz Yıldırım’ın hukuk danışmanları kendisini fena haldeyanıltmış ve gerçeklere karşı çaresiz bırakmıştır.
Aziz Yıldırım’ın ilk işi, hukuki süreci 2 Temmuz’danbaşlayarak yeniden saat saat gözden geçirerek, kimin menfaat kimin sevdapeşinde koştuğunu açığa çıkarmak olmalıdır. Özeleştiri yapılmadan özüyakalamayı henüz hiç kimse başaramadı.
KADÜK TFF
Mehmet Ali Aydınlar Federasyonunun ürettiği ve bugündenbakınca özellikle F.Bahçe camiası için pişmanlıkla hatırlanan çözüme engelolanların TFF’si, 2 Temmuz itibarıyla sistemin dışına itilmiş ve oyuncağıalınmış bir çocuk yalnızlığıyla kalakalmıştır.
Usta oyuncu Rıdvan Dilmen’in büyük katkılarıyla oluşturulan TFF’ninEtik ve Tahkim Kurullarının kararları adli yargının kararlarıyla açığa düşmüş ve“kurumsal kimlik sefaleti” örneğine dönüşmüşlerdir. Kanımca istifa etseler bile, meslek hayatları boyunca bu geçmişin izinisilemeyeceklerdir.
Adalet zengin bir hazinedir…
Bir Cevap Yazın